EMEK_YEMEK16

ZONGULDAK
YÖRESEL AĞIZ TADI
Yöre mutfağında ağırlık unlu (buğday ve mısır unu) mamullerden yapılan yemek türlerindedir. Zonguldak ormanlarında belki dünyanın en lezzetli kestanesi “kuzu kestanesi” yetişmekte olup, mevsiminde toplanan kestane suda haşlanarak “tuzlama” bütün olarak fırında kavrulmasıyla “kavşak”, “çizilerek ateşte pişirilmesiyle kebap (kömme) biçiminde değerlendirildiği gibi kurutularak da saklanır. Ülkemizde sadece Kdz.Ereğli’de yetişen Osmanlı Çileği, orman altı bitki örtüsü içinde yer alan dağ çiçeği, kızılcık (kiren), kuşburnu, böğürtlen, fesleğen, nane, defne, karayemiş, ahlat yöre mutfağında değişik kullanma biçimlerinde değerlendirilmektedir. 
Yöreye Ait Bazı Yemeklerin Yapılışı
Uğmaç Çorbası
Malzemesi : 6 kaşık un, 2 su bardağı kaynatılmış süt, 1 su bardağı su, tuz. 
Yapılışı: Un iki bardak su ile iyice ovulur. Tel tel dökülmesi sağlanır. Bir bardak su, bir miktar tuz atılarak kaynatılır. Kaynamakta olan suya un karıştırılarak atılır, pişinceye kadar kaynatılır. İçine süt ilave edilir, tuzu kontrol edilir. Servis sıcak yapılır. İstenirse, üzerine ane serilebilir.
 
 
Cevizli Dolma
Malzemesi :
 250 gr ceviz, 2 su bardağı bulgur, 1 adet büyük baş soğan, tuz, karabiber, kimyon, maydanoz 1 fincan sıvı yağ, yatırım ekmek kaşığı salça. 
Yapılışı : Rendelenmiş soğan, yağda pembeleşinceye kadar kavrulur, salça konur. Yatırım su bardağı su konularak kaynatılır. Kaynamış olan bu harç, bulgurun üzerine dökülür ve kabarması beklenir. İçine dökülmüş ceviz, tuz, baharat ve maydanoz konulup karıştırılır. . 
 
Yaprak Sarma
Malzemesi : 300 gr. Kıyma (koyun ve dana eti karışık) 1.5 su bardağı pirinç, 1 adet büyük baş soğan, tuz, karabiber, maydanoz, dere otu, yeteri kadar margarin 2 adet domates ya da 1 çorba kaşığı salça, taze ya da salamura üzüm yaprağı. 
Yapılışı :
 Soğan, domates (kabukları soyulmuş), dereotu, maydanoz küçük küçük doğranır (kıyılır), içine kıyma,pirinç,tuz, karabiber ve yarım çay bardağı sıvı yağ konur karıştırılır. Elde edilen dolma içi üzüm yaprağına sarılır. Sarılan dolmaları, sarmaların parmak inceliğinde ve küçük olmasına özen gösterilir. Tencereye ya da güvece yerleştirilen sarmaların üzerine harcan suyu ve margarin konularak orta ateşte pişirilir. Pişen sarmaların üzerine sarımsaklı yoğurt, yağda kızdırılan sos (salça, kırmızı biber) gezdirilerek sıcak servis yapılır. 
 
Malay 
Ocakta kaynamakta olan su tenceresine yavaş yavaş mısır unu katılır ve sürekli karıştırılır. Elde edilen katı bulamaç yayvan kaplara kaşıkla küçük parçalar halinde dökülür. Üzerine süt şeker, 8toz şeker) dövülmüş ceviz kızdırılmış tereyağ ya da pekmez dökülerek tatlı malay; kıkırdak, dövülmüş ceviz, tereyağlı; küçük parçalar halinde doğranmış kavrulmuş kazciğeri, kaz yağı dökülür. Yörede ceviz bol olduğundan geçmişte cevizden elde edilen yağ ile tafta (yağı çıkarılan ezilmiş dövülmüş ceviz kırıkları) malayın üstüne dökülürmüş.
Yöresel Ağız Tadı 

Çaycuma Yoğurdu
Kdz.Ereğli Osmanlı Çileği 
Kdz.Ereği Pidesi 
Devrek Simidi-Cevizli Ekmek
Beyaz Baklava 
 
VAN KAHVALTISI:

VAN LAVAŞ EKMEĞİ

Van Kahvaltısının en güzel bütünleyicilerinden biri lavaş ekmektir.

Lavaş ekmek ve Otlu Peynir ikilisi müthiş bir ikilidir.Lavaş ekmek Van’da biraz daha farklı yapılır.Ekmek daha büyük ve çıtır olur.

Bal tereyağ ile kahvaltıya çok yakışır.Dürüm yaparak hızlı ve lezzetli atıştırmalıklar yapılır.

van tandır lavaş ekmek nan

 


UŞKUN

Bahar aylarında yetişen, rakım farkına göre olgunlaşan uşkun (dağ muzu), besin değeri çok yüksek olan ve bazı hastalıklara da iyi geldiği yöre halkı tarafından belirtilen mayhoş bir bitkidir. Uşkun kaya diplerinde, taşların arasında yetişmektedir. Bölgemizde ve yakın coğrafyasında yabani olarak yetişen uşkun çeşitli isimlerle anılmaktadır. Işkın, uşkun, uçkun ve yerel dilde de revas olarak adlandırılmaktadır. 

Nisan yağmurlarının bereketiyle kocaman yaprakları arasında bitki veren uşkun, gövde kısmı taze iken dış kabuğu muz gibi soyularak iç kısmı yenilmektedir. Bahar aylarında çok yaygın bir şekilde tüketilmektedir. Uşkun C vitamini ve mineral bakımından oldukça zengin bir bitkidir. Fazla tüketilmesi halinde dahi şişkinlik hariç herhangi bir yan etkisi görülmemektedir. Bu açıdan halkımız tarafından şifalı bitki olarak bilinmektedir. Kökü ve sürgünlerinin beslenmede önemli yer tuttuğu, mide ve böbrek rahatsızlıklarına iyi geldiği ve özellikle sindirimi kolaylaştırıcı olduğu bilinmektedir. Yöre halkı tarafından sürgünleri kaynatılarak suyu kan şekerini düşürmek maksadıyla içilmektedir. Ayrıca iştah açtığı, vücudu kuvvetlendirdiği ve direnç kazandırdığı söylenilmektedir. 

Damak tadı ekşimsi olan, bin bir çeşit bitkiyle beraber kocaman yaprakları arasında yetişen uşkunun erozyonu önleyen özelliği de bulunmaktadır. Bu sebeple; bilimsel olarak araştırılması, mineral değerinin tespit edilmesi, mutlaka gelecek nesillere ulaştırması gerektiğini düşünmekteyiz. Uşkun aynı zamanda yöre halkının bir kısmı için geçim kaynağıdır. Ortalama 2,5-3 ay kadar varlığını devam ettiren uşkun mevsiminde çok rağbet görmekte olup destesi 1-5 arası TL’ ye satılmaktadır. Uşkun bitkisinin mutlaka koruma altına alınması ve bahçe ziraatına kazandırılması hususunda mutlaka teşvik edilmeledir. Uşkunun tanıtımını iyi yaparak, koruyarak ve çoğaltarak hem halkımızın işsizliğine mevsimsel bir çözüm ve gelir kaynağı oluşturmayı, hem de yurdumuzun diğer yörelerine ve yurt dışına ihraç ederek ülke ekonomisine de katkıda bulunmayı sağlayabiliriz.

 

Van Uşkın,Uçkın,Ickın,Rivez

 


Van Otlu Peyniri

Bir Van’lı için kahvaltı’nın en önemli iki kahramanı otlu peynir ve lavaş ekmek ‘tir.Şehrin her tarafına yayılan küçük tandır fırınlarında Van’a özel lavaş ,açık ekmek,yağlı çörek ve pideler sıcak sıcak kapışılır Vanlı’lar tarafından.Otlu peynir her mevsimde farklı bir lezzet sunduğundan yıl boyunca yenilse dahi bıkkınlık yaratmaz.Bekledikçe tadı olgunlaşır ve şarap misali değerlenir.Van Otlu Peyniri’ni muhakkak Van’dan almalısınız.Otlu peynirin hammaddesi süt yayla hayvalarından elde edildiğinden daha lezzetli olur.

 

Van Kahvaltısı – Van Breakfast




Van Kahvaltısı













Meşhur Van Kahvaltısı

Van çevresindeki il ve ilçelerin ticaret merkezi olarak önemli bir konuma sahiptir.Van ili bölgenin zorlu şartları nedeniyle endüstriyel anlamda fazla gelişememiştir.

Van ili ağırlıklı olarak hayvancılık,tarım ve sınır ticareti sayesinde ekonomisini ayakta tutabilmektedir.Van’ın tarihi boyunca çevre iller ve köylerden gelen tüccarlar sabah namazıyla erkenden yola çıkarak Van’a ulaşırlardı.Van’a ulaştıklarında aç olan yolcular öğle yemeğinden önce kahvaltılık birşeyler yeme ihtiyacı duyarlardı.Bu ihtiyaç Vanmerkezinde çeşitli Kahvaltı salonlarının oluşmasını sağlamıştır.Kahvaltı sektörü geliştikçe kahvaltı severlerde bu lezzetli ve çeşitli kahvaltıyı takip etmeye başladılar.

Van’a gelen herkes muhakkak Van kahvaltısının tadına bakmalıdır.Van kahvaltısı her Pazar sağlıklı ve doyurucu tercih olabilir.

 

Van Kahvaltısı Menüsü

Bal ve Kaymak, Süt,Tereyağ, Murtuğa,Yumurta,Özel Van Pidesi,Açık Ekmek,Lavaş, Cacık(Van yöresinde cacık süzme yoğurtla yapılır ve içinde biber yeşil soğan gibi farklı tatlar vardır.Ekmeğe sürülecek kıvamdadır.Tereyağla servis edilir.Çok lezzetlidir.) Tahin Pekmez,Sucuklu yumurta,Karakovan balı,Kavurmalı yumurta(kesinlikle yenilmeli).

Otlu Peynir:İlkbahar’da Van’da kadınlar rengarenk kıyafetleriyle dağlara çıkar ve Otlu peynirde kullanılacak taze otları toplarlar.Otların hepsi dağda doğal ortamda yetişir.Hiç bir otun tarımsal olarak üretilmemektedir.İhtiyaçta yoktur üretmeye çünkü Van dağları biraz Kar ve yağmur aldımı bereketini Ot olarak sunar.Lezzetli dağ kekikleriyle beslenen yayla hayavanlarının sütünden yapılan peynire katılan otlar doyumsuz bir lezzet olarak sunulur.

Otlu Van peynirinin bir çok farklı çeşidi vardır.Toprak altına gömülerek kışlık erzak olarak hazırlanan küp(gömme peynir) peyniri.(Biraz daha tuzludur fakat inanılmaz lezzetlidir.)Taze Otlu Peynir..Mendili otlu peynir.Sirikli otlu peynir.En ünlüsü görentaş köyünün otlu peynirleridir.

Van Kahvaltısını diğer meşhur ürünü ise Van’a özgü Petek balıdır.Yine dağların bereketini alan arılar tarafından işlenen hakiki Karakovan balının tadına doyum olmaz.

Sinop Yemekleri
    

Yöredeki kültürel çeşitlilik beslenme biçimini de etkilemiştir. Beslenmede tahıl ürünleri ağırlıktadır. Kış sebzelerinin çokluğu da mutfağı zenginleştiren bir etmendir. Kestane, ayva gibi meyvelerden yemeklik olarak da yararlanılır.

Yöre Yemeklerinden Örnekler: Nokul (üzümlü cevizli, kıymalı, yoğurtlu), pilaki, mısır pastası, kaşık çıkartması (mamalika), keşkek, içi etli hamur (kulak hamuru), ıslama, mısır çorbası, mısır tarhanası, sirkeli pırasa, içli tava, katlama, kabak millesi, hamursuz tatlısı.

Mısır Çorbası : Malzemeler: Çorbalık mısır, barbunya fasulye (mısırdan daha az) yağ, soğan, kemikli et, tuz.

Yapılışı: Çorbalık mısır ve barbunya bir akşam önce bir kapta soğuk suyla ıslatılır. Ertesi gün içine su ilave edilerek biraz haşlanması sağlanır. Daha sonra ayrı bir tencerede kavrulan kemikli et haşlanan bu karışıma eklenir ve pişirmeye devam edilir. Ne et ne de mısır tam olarak pişmemelidir ki her ikisi bir araya gelince pişme olayı devam edebilsin. İyice piştikten sonra ayrı bir kapta iri doğranmış ve yağda hafifçe sarartılmış soğanlar tuz ile birlikte yemeğe ilave edilir. Biraz daha pişirilip altı kapatılır.

İçli tava : Malzemeler: 1 kg Hamsi, 250 gr pirinç, 1 baş soğan, 200 gr tereyağı (ya da arzuya göre sıvı yağ da olur), 1/2 bardak su, 2 yumurta, maydanoz, nane, tuz, karabiber

Yapılışı: Hamsiler ayıklanır ve kılçıkları çıkarılır (eğer kılçıkları kolay çıksın istiyorsanız hamsiyi bir gün dinlendirmelisiniz). Diğer tarafta soğanlar yağda sarartılıp içine pirinç eklenir ve karıştırılarak kavrulur. Tuz eklenerek üzerini kapatacak kadar su konularak pişirilir. Pirinçler diri diri olmalıdır. Pilav suyunu çekince karabiber, bol maydanoz, nane konularak demlenmeye bırakılır. Sırtları unlanan hamsiler yağlanmış tepsiye sırtları gelecek ve tavanın her yerini kapatacak şekilde dizilir. Burada dikkat edilecek husus hamsilerin hep aynı şekilde ve yarı yarıya birbirinin üzerine gelecek şekilde dizilmesidir. Bu şekilde dizilmezse pişirme esnasında araları açılır. Tepsinin kenarlarına da bir kısmı tepsiden sarkacak şekilde dizilmelidir ki sonradan üzeri kapatılabilsin. Dinlenmiş pilav bunun üzerine dökülür ve yerleştirilir. Kalan hamsiler ve tepsinin kenarından sarkanlar ile pilavın üzeri tamamen kapatılır. (Görünüm olarak pasta şeklini almalıdır) Hamsilerin üzerine çırpılmış yumurta sürülür. Fırına sürülür ve çevire çevire pişirilir.

İçi Etli Hamur - Kulak Hamuru (Sinop Mantısı) : Malzemeler: Un, yumurta, su, tuz, soğan, kıyma, karabiber, ceviz

Yapılışı: Yumurta, un, tuz ve suyla orta sertlikte bir hamur yoğrulur ve parçalara ayrılır. Hamur bir süre dinlendikten sonra oklavayla orta kalınlıkta açılıp yaklaşık beşer santimlik karelere bölünür. Karelerin içine kıyma, soğan, tuz ve karabiberden oluşan karışımdan konur. Üçgen şeklinde katlanarak uzun uçları bir araya getirilir. Böylece hamur kulak şeklini almış olur. Katlanan mantılar kaynayan tuzlu suya atılır. Bir iki taşım kaynadıktan sonra pişip pişmediği kontrol edilerek tencerenin altı kapatılır ve yapışmaması için üzerine soğuk su dökülür. Daha sonra süzgeçten geçirilerek tabaklara alınır. İki ayrı tabağa alınan mantılardan birinin üzerine sarımsaklı yoğurt, diğerine de bol ceviz serpilir. Üzerlerine kızdırılmış tereyağ dökülerek servis yapılır. Tereyağına bir miktar salça karıştırılabilir. Arzuya göre nane, kırmızı biber ya da sumak konabilir.

Mantı evlerde büyük tepsilerde hazırlanarak servis yapılır. Eğer cevizli mantı tepsiye döşenecekse ceviz önce tepsinin dibine biraz serpilir, üzerine biraz pişmiş hamur konur tekrar üzerine ceviz serpilerek kat kat döşenir. En son üzerine kızdırılmış tereyağı gezdirilir.

Nokul : Sinop'un da en yaygın ve bilinen yemeği nokuldur. Bu bir börek çeşididir. Bilhassa dini bayram günlerindeki ziyaretlerde gelen misafirlere ikram edilenlerin başında gelir. Hemen her aile mutlaka nokul yapar. Kıymalı, üzümlü-cevizli ve yoğurtlu olmak üzere üç çeşidi vardır.

Malzemeler : Un, su, tuz, maya, yağ, soğan, kıyma, tuz, karabiber (kıymalı için)

Yapılışı: Un, su, tuz karışımıyla kulak memesi yumuşaklığında mayalı bir hamur yoğrulur ve dinlenmeye bırakılır. Diğer tarafta ince doğranmış soğanlar yağla sararıncaya kadar kavrulur. İçine yine başka bir tencerede önceden kavrulmuş kıyma ilave edilir. Karabiber ile tuzda konarak içi hazırlanmış olur. Arzuya göre karanfilde ilave edilebilir. Hamur orta büyüklükte parçalara bölünür ve oklavayla açılır. Açılan yufka yağlanır, üzerine hazırlanan içten bir miktar konup dağıtılır. Yufka ortadan ikiye bölünerek ayrı ayrı olarak içle birlikte rulo şeklinde yuvarlanır. Yağlanmış tepsiye nokullar döşenir ve bıçakla üçer cm aralarla yarı yarıya kesilir. Böylece hem birbirinden kopmaz hem de içi pişmiş olur. Üzerine yumurta ve arzuya göre çörek otu serpilerek orta ısıdaki fırında pişirilir. İç malzemesi olarak üzüm ceviz karışımı ya da süzme yoğurt da konulabilir. Üzümlü nokulun kesme tarzı baklava dikisi şeklindedir.

Kestaneli İç Pilav : Sinop'un kestanesi meşhurdur. Daha çok Karasu-Erfelek ve Ayancık’ta yetişir. Sinop kestanesi adıyla bilinir. Haşlama, kebap gibi çerezlik çeşitleri yapılsa da kestane burada kimi yemeklerin ana malzemesi olur.

Malzemeler: Kestane, kuşbaşı et, pirinç, soğan, nohut, kavrulmuş fıstık, kuş üzümü, kekik, karabiber, tuz

Yapılışı: Kuşbaşı et yıkanır, yağsız olarak kavrulur. Suyunu çekince kekik, karabiber de eklenip biraz tereyağında hep birlikte kavrulur. Et pişince tuzu eklenip tencere ateşten alınır. Ayrı bir tencerede iki baş soğan tereyağında, sararana dek kavrulur. Diğer yanda bademler suda bekletilip kabukları çıkartılır, soğan tenceresine atılır. Kavurma işlemi bademler de kızarana dek sürer. Dolmalık fıstık ayrıca kızartılır. Pirinç sıcak suyla haşlanıp, soğuk suda yıkanır ve bademlerin üzerine eklenir. Ama istenirse pirinç, etle birlikte de kavrulabilir. Bademli karışım tenceresi sürekli karıştırılarak kavrulur. Sırayla önce kuş üzümleri, sonra haşlanmış nohut ve kavrulmuş fıstık eklenir. Tencereye et, tuz ve karabiber de ilave edilince, malzemeler pembeleşene dek kısık ateşte kavrulmaya devam edilir. Sonra malzemeyi bir parmak geçecek kadar su eklenip pilavın pişmesi beklenir. Piştikten sonra demlenmeye alınan pilava haşlanmış ya da kavrulmuş kestaneler eklenip tencerenin kapağı kapatılır.

Hamursuz Tatlısı : Malzemeler: 1 yumurta, süt, un, nişasta, su, ceviz, yağ, şeker, limon

Malzemeler: Kestane, kuşbaşı et, pirinç, soğan, nohut, kavrulmuş fıstık, kuş üzümü, kekik, karabiber, tuz

Yapılışı: Yumurta, süt ve un karıştırılarak tatlı hamuru yumuşaklığında hamur yoğrulur. Yoğrulan hamur biraz dinlendirildikten sonra ufak parçalar bölünür. Bir miktar un ve nişasta birbirine karıştırılır ve bu karışım ile yufkalar açılır. Açılan yufkaların her iki tarafı da sacda hafif kızarana dek pişirilir ve ayrı bir tepsinin içine su konur. Başka bir tepsi ise yağlanır. Yufkalar su dolu tepsiye batırılıp çıkarılarak yağlanmış tepsiye üst üste döşenir. Yalnız her yufkanın arası sıvıyağ ile yağlanmalı ve kırık ceviz serpilmelidir. İşlem bittikten sonra üzeri yağlanıp börek şeklinde kesilerek fırına verilir. O arada tatlı şerbeti hazırlanır. Fırından çıkan tatlının üzerine şerbeti yedirilerek dökülür. Yalnız burada dikkat edilecek husus birinin sıcak, birinin soğuk olmasıdır. 
RİZE:

HALK MUTFAĞI

Halk mutfağı, bir bölgedeki halkın günlük veya mevsimlik (sezonluk) yiyecek ve içecek ürünlerinin hazırlanışını, tüketimini; bu ürünlerin hammaddesinin üretimini ya da teminini; bunların hazırlanıp tüketildiği mekanları ve kullanılan araçları ve de bütün bu aşamalarla ilgili inanış ve değer yargılarını içeren geniş bir konuyu kapsar.

Rize bölgesinde, halk kültürünün birçok alanında olduğu gibi halk mutfağı ve yemek kültüründe de 1940’lı yıllardan sonra başlayan çay üreticiliğinin ve köylere yönelik kalkınma hamlelerinin etkisiyle değişimin ve yeniliklerin önü açılmıştır. Çünkü bu dönemle birlikte köyler birbirleriyle ve kent merkezleriyle, kentler de diğer büyük şehirlerle daha kolay alış veriş (maddi ve manevi) imkanı bulmuşlardır. “Bir yerde üretilen, diğer yerlerde de tüketilmeye başlanmıştır.” Böylece kapalı toplum yapısındaki geleneksel mutfak düzeni değişmeye başlamıştır.

Bölgedeki tarım alanlarının darlığı ve iklim özellikleri nedeniyle sınırlı türde sebze (mısır, karalahana, fasulye, kabak v.b.) yetiştirilebilmektedir. İklim koşulları çeşitli meyvelerin yetişmesine olanak tanısa da bahçecilik için yeterli alanların olmamasından dolayı genelde aile içi tüketime yönelik üretim yapılmaktadır. (elma, mandalina, armut, hurma.) 1990’larla birlikte, bölgede ticari amaçlı “kivi” yetiştiriciliğine de başlanmıştır.

Yörede yapılan sebze ve meyve üretiminin yanında, halk mutfağını şekillendiren iki önemli kaynak, deniz ve hayvan ürünleridir. Karadeniz denince akla ilk gelen şeylerden birisi “hamsi”dir. Başta hamsi olmak üzere, deniz ürünlerinin Rize mutfağındaki yeri tartışılmazdır. Bunun yanında, çay tarımının yapılamadığı köylerin ve yayla yaşamının başlıca üretim faaliyeti olan hayvansal gıdalar da Rize mutfak kültürünü zenginleştirmektedir.

Çaycılıktan önceki dönemlerde yaygın olarak üzüm yetiştiriciliği ve pekmez üretimi yapılmakta idi. Çay tarımının yaygınlaşmasıyla birlikte asma ağaçları yerlerini çay bitkilerine bırakmıştır. Günümüzde üzüm yetiştiriciliği ve pekmez yapımı az miktarda ve sınırlı alanlarda yapılmaktadır. (Üzüm pekmezi dışında armut pekmezi de yapılmaktadır.) Yörede arıcılık önemini hala korumaktadır. Dünyaca ünlü “Anzer Balı” ve “Deli Bal” bu bölgede üretilmektedir.

MISIR EKMEĞİ

 

Yöresel yiyeceklerin temelinde genellikle mısır ve mısır unu bulunmaktadır. Bunun böyle olması da tabiidir. Eskiden anbarda mısır oldu mu korkacak bir şey yoktu. Evde her zaman ekmek varsa yiyecek de var demekti.

Mısır ekmeği pişirmenin iki safhası bulunmaktadır. Bir; ekmeğin piş irileceği plekiyi bu işe hazırlamak, ikincisi de ekmek hamurunu yoğurmak.

Plekiler üç kiloluktan altı kiloluğa kadar küçükten büyüiğe doğru sıralanır. Diyelimki üç kiloluk plekide ekmek yapmaya karar verdik: Tok bir ateş yakar, ateşin iki yanına demir ayakları koyarız, plekiyi ağzı aşağı olarak bu demirleıin üzerine yerleştiririz.

Ateş plekiyi iyice kızdırırken bol köz ve kül de bırakır. Bu arada ekmek hamurunu sıcak su ile yoğurmak için yanan ateşin kenarına bir güğüm su konur.

Pleki ateşin Üzerinde pişedursun, biz diğer yandan ekmek hamurunu hazırlarız. En eskilerde ekmek teknesi ağaçtandı ve çekme olarak yapılırdı. Anbardan üç kiloluk un alarak ekmek teknesine elekleıiz. Tuz kalın olduğundan bir kapa konur ve sıcak su ile temizlendikten sonra eritilerek teknedeki unun ortasına dökülür, yeteri kadar da el yakan sıcak su ilave edilir ve hamur iyice yoğrulur. Bu arada sıcak su eli yakar ve hamur parmaklara yapışır. Bunun için hamuru yoğuran kadın, yanında bir sahanla bir miktar soğuk su alır ve zaman zaman elini bu soğuk suya batırarak ve parmaklardan temizliyerek işini tamamlar.

Yoğurma işi bitince hamur yuvarlak hale getirilir ve tekneye konan bir tutam un üzerine gezdiriliı. Bu unlar hamunın plekiye yapış masım önler. Ekmek hamuruna bir miktar şeker, bir miktar balli lobya unu, bir miktar zeytinyağı koymak ekmeğe tad verir. Süt ve yumurta da konabilir. Hamur tarif edildiği gibi yoğrulduktan sonra sıra pişirmeye gelmiştir. Şimdi de ekmeğin pişiıilmesini görelim.

Pleki, iyice piştiğine emin olunduktan sonra (Pişmiş plekinin üzerine bırakılan bir damla su hemen buharlaş ir) bir kukari ve bir parça paçavra yardımıyla ateş in üzerinden alınır ve yana çekilir. Hazırlanan hamur sıcak olan plekiye yerleştirilir ve çevirme ekmek yapilacaksa pleki paçavra ile dildendirilir, içindeki hamur elin ayasına alınarak plekiye ters konur. Böylece yapışmayı önleyen un da görevini yapmıştır. Ateşteki közler ve küller kenara çekilerek pleki, alttan da kızmış olan ocak taşının üzerine sürülür ve üzeri bir sacla kapatılarak, sac üzerine hafif bir ateş yakilır. Aıtan küller ve közlerle plekinin çevresi çepeçevıe sanlır. Böylece plekideki ekmek alttan, üstten ve yanlardan yavaş yavaş pişer. Üstten kızarmışsa pişmiş demektir. Iyi bir usta, ateşi ustalikla yakarak olduğu gib bırakır ve ekmeğin pişip pişmediğini kontrol etmeye gerek görmez.

Sıcak ekmek, tereyağı ve minci ile katık edilince bir hoş olur. Aclığı fevkalade giderir ve başka bir şey istemez.

ÇORBALAR

Her yerde birinci yemek olarak alınan sulu çorbalar Rize bölgesinde pek fazla bilinmez. Birinci yemek olarak sofraya gelenler genellikle tava yemekleridir. Bu yemekler sofraya sıcak olarak getirilirler. Turşu kavurması, muhlama ve bunların değişik çeşitleri gibi. Rize'de bazı sulu yemekler "manca" diye adlandınlır. Bunlar çorba türü yemekler olarak mütalaa edilebilirse de umumiyetle tava yemeklerinden sonra ikinci yemek olarak alınırlar. Fasulye mancası, lahana mancası, kabak mancası gibi.

KORKOTO ÇORBASI VEYA AYRAN ÇORBASI

Korkoto : Kırılmış mısır

Malzemeler: İki su bardağı korkoto, Bir su bardağı ayran, İki çorba kaşığı tereyağı

Yapılışı: Önce korkoto suya atılır, ayran ve tuz katılır, tereyağı konup pişirilir. Günümüzde; salça tereyağmda pişirileıek servis yapılırken çorbanın üzerine gezdirilmektedir.

FASULYE (LOBYA) ÇORBASI

Malzemeler: Uç su bardağı kuru fasulye, Domates büyüklüğünde içyağı, Iki baş ortaboy soğan veya soğana karşılık prasa yaprağı

Yapılışı: Once kuru fasulye suda pişirilir. Soğanlar veya prasa yapraklan ayrı bir kapta pembeleşinceye kadar yağda kavrulur, fasülye, içyağı, tuz ve su ilave edilip pişinceye kadar yeniden kaynatılır. Kemik ilave edilirse daha lezzetli olur. Nane katılarak yenir.

HOPİ VEYA HUPI ÇORBASI

Malzemeler: Uç yoğurt kasesi hopi. (İçiyle birlikte kurutulmuş kuru fasulye), bir kaşık tereyağı, Bir domates büyüklüğünde içyağı, İki baş soğan veya bunun kadar prasa yaprağı

Yapılışı: ince doğranmış soğanlar veya prasa yaprakları yağla kavmlur. Kırılmış fasülye hopileri içine atılarak karıştırılır, su ve tuz ilave edilip piş irilir. Kemik ilave edilerek pişirilirse iyi olur. Nane ve sarmısak ilave edilerek yenir.

KABAK ÇORBASI

Malzemeler: Bir beyaz kabağın dörtte biıi, Bir su bardağı kuru fasülye, Uç çorba kaşığı yağ.

Yapılışı: Kabuğu soyulan kabak kuşbaşı şeklinde doğranır, kazana konup ayrı bir kapta piş erken başka bir kapta pişirilen kuru fasülye, tuz ve yağla birlikte kabağa ilave edilir. Kum fasulye yerine taze fasUlye kullanılabilir. Çorbaya bulgur, arpa veya pirinç ilave edilebilir.

SEBZE YEMEKLERİ

FASULYE TAVALISİ

Malzemeler: Bir kilo taze fasülye, iki baş soğan veya soğan yerine yeteri kadar prasa yaprağı, beş diş sarmısak, iki kaşık tereyağı veya zeytinyağı

Yapılışı: Bir kilo daneli fasülye kırılarak kazana konur, yeterince pişirildikten sonra bir süzgeçte süzülür. İnce doğranmış soğan veya soğan yerine prasa yaprağı yağda kavrulur. Süzgeçte süzdüğümüz fasülyeler önceden hazırladığımız sarmısak, soğan kavruntusuna ilave edilir; tuzu konulup 10-15 dakika tavada veya kazanda kavrulur, sıcak yenir.

TURŞU KAVURMA VEYA TURŞU TAVALISI

Malzemeler: Bir kilo fasülye turşusu, üç baş soğan veya buna denk prasa yaprağı, beş diş sarmısak, iki kaşık tereyağı veya buna denk zeytinyağı

Yapılışı: Fasulye turşusu bir gün önceden suya konur, tuzu çıkartılır. Hiç su kalmayacak şekilde elle sıkılır. Soğanlar, ay şeklinde bir tavaya doğranırlar ve zeytinyağı ile penbeleşinceye kadar kavrulurlar. Daha sonra hazırlanan turşu, tavaya ilave edilir, ezilmiş sarmısak ve az bir miktar biber konarak 10-15 dakika kavrulur. Sıcak veya soğuk olarak yenebilir. Eskiden ilk yemek olarak ve mısır ekmeği ile birlikte yeniyordu. Bir lokma ekmek tavaya uzanıyor ve parmaklar yardımıyla bir tutam turşu alınıp ağıza getiriliyordu. Günümüzde ise turşu kavurma, salata gibi sofraya konulmakta ve iştah açıcı olarak alınmaktadır.

PAZI TAVALISİ VEYA PAZI KAVURMASI

Malzemeler: Dört bağ pazı, üç baş soğan veya buna denk prasa, beş altı diş sarmısak, ki kaşık tereyağı

Yapılışı: Soğanlar halka halka doğranıp yağda kavrulur. Haşlanıp süzülen pazılar sıkılarak yağda kavrulmuş soğana ilave edilir. Ezilmiş sarmısak ve tuz konup 10-15 dakika kavrulur.

TOMARI TAVALISI VEYA KAVURMASI

Tomari sulak yerlerde, ırmak kenarlarında kendiliğinden yetişen otsu bir bitkidir. Yapraklan pazı yaprağı genişliğinde ve pazıdan biraz daha serttir. Tomari kavurması Pazı kavurması gibi yapılmaktadır. Pazı ve tomari karışımı olarak da yapilabılır.

PAZI DOLMASI

Malzemeler: Dört bağ pazı, bir bardak korkoto (Kırılmış Mısır) , iki baş soğan, iki kaşık tereyağı.

Yapılışı: Once pazılar bir kazanda haşlanıp süzülür. Doğranmış soğanlar yağda kavrulur. Daha önce haşlanmış ve süzülmüş pazılar doğranarak kazana ilave edilir, daha önce ıslatılmış korkoto, su ve tuz konur, karabiber katılır, 20 ila 30 dakika pişirilir. Pirinçli ispanak yemeği kıvamında veya biraz daha katı olur. Korkoto yerine bulgur veya pirinç konabilir.

KARA LAHANA DOLMASI

Malzemeler: Dört bağ lahana, iki baş soğan, bir su bardağı korkoto, iki kaşık tereyağı veya iç yağı.

Yapılışı: Eritilmiş yağda soğanlar kavrulur. Doğranmış haşlanmış ve süzülmüş lahanalar buna ilave edilir. Suyu, tuzu, ve acı biberi konulduktan sonra 20-30 dakika kadar pazı dolması kıvamında pişirilir. Suyu tuzu konulurken daha önceden ıslatılmış korkoto da ilave edilir. Korkoto yerine bulgur ve pirinç de konabilir.

LAHANA HAŞLAMASI

Malzemeler: Altı bağ lahana, bir domates büyüklüğünde içyağı, bir kase fasülye, iki kaşık mısır unu, iki kaşık tereyağı, bir kiloya yakın kemik, bir miktar acı biber (Lav Biberi)

Yapılışı: Lahanalar önce yıkanıp temizlenir. Daha sonra elle bükülerek doğranır, fasülye ile beraber veya ayrı ayrı haşlanır ve süzlür. Lahana kaynatılıp süzülmezse tadı acı olur. Kazana su koyarak bütün malzeme buna ilave edilir. Tuzu biberi konur, yarım saat pişirilir.

EZME LAHANA VEYA VURMA LAHANA

Malzemeler: Altı bağ kara lahana, bir domates büyüldüğünde içyağı, bir kaşık tereyağı, bir bardak içyağı, bir bardak un, az miktarda acı biber.

Yapılışı: Once, temizlenmiş ve doğranmış lahana ve fasülye ayrı ayrı haşlanır ve süzülürler. Mısır unu dışında bütün malzemeler ve tuz kazana konur, kaynatılmış su ilave edilir ve pişirilir. Suyu bir başka kapa alınıp ezme işine girişilir. Lahanayı ezmek için özel bir kutali (Kepçe uzunluğunda düz yontulmuş ağzı dört parmak kalınlığında ve genişliğinde bir araç) veya kepçe kullanılır ve lahana muhallebi kıvamı alıncaya kadar ezilir. Ezme işi bitince lahanadan daha önce alınmış olan su ve bir miktar mısır unu kazana yavaş yavaş ilave edilir ve 5 ila 10 dakika karıştırılarak kaynatılır. Ezme lahanaya damak zevkine göre tatlı kabağı, taze fasülye, taze mısır veya pazı ilave edilebilir.

LAHANA ROHTIKOSU

Lahana rohtikosu ayrı bir yemek olmayıp ezme lahanadan yapılan bir yiyecektir. Ezme lahanaya ufalanmış mısır ekmeği ve tereyağı katarak kaynatilır. Eğer kavurma konursa daha lezzetli olur.

LAHANA SARMASI VEYA ETLİ LAHANA DOLMASI

Malzemeler: Altı veya yedi bağ kara lahana, üç baş soğan, bir kilo ince kıyılmış et, bir kase korkoto, maydonoz.

Yapılışı: Soğanlar ince ince doğranır. Yeteri kadar tuzla ovulur, ince kıyılmış et, korkoto, maydonoz, tuz, su ilave edilerek dolma içi hazırlanır, daha önce haşlanmış süzülmüş lahanayaprakları ile sarılır. Dolmaların üzerini geçmiyecek kadar su konulup kazanda pişirilir, sıcak servis yapılır. Kazanın en altına kemik konursa daha lezzetli olur. Korkoto yerine bulgur veya pirinç konabilir.

ISIRGAN YEMEĞİ

Kendiliğinden yetişen ısırgan otundan yapılan yemeğin tarifi Çayeli'nden alınmıştır.

Yapılışı: Taze ısırgan yıkanır, haşlanır ve süzülür. Iki baş kıyılmış soğan bir tencerede bir kaç kaşık yağla kavrulur, salçası ve süzülmüş ısırganlar tencereye konur. Yeterince kaynar su ile iki bardak süt ve tuz ilave edılır. İsteğe göre karabiber de konabilir. Isırgan yemeğinin bazı hastalıldara yararlı olduğu söylenmektedir.

HAMSİ İLE YAPILAN YÖRESEL YEMEKLER

Bu bölümde hamsinin her yerde yapılan ızgarası, tavası ve buğulamasından değil, yöreye özgü hamsili yemeklerden bahsedilecektir. Bunların başlıcaları hamsili ekmek, hamsili plav, hamsi çığırtası, hamsi köftesi ve kiremitte hamsi adları altında yapılan hamsii yiyeceklerdir. Tuzlanarak bir aydan fazla bekletilen hamsi olgunlaşına sardalya veya torik gibi çiğ olarak ta yenebilir. Tuzlu hamsi suya konarak tuzu alınır, kılçığı çıkarılır, limon, maydonoz ve zeytinyağı ile beslenerek güzel bir yiyecek olur. Sofralarımızda salata gibi alınabilir.

HAMSİKOLİ (HAMSİLİ EKMEK)

Malzemeler: Bir bağ pazı, bir bağ taze soğan veya buna denk kuru soğan, Bir bağ prasa yaprağı, bir iri domates büyüklüğünde içyağı, dört bardak mısır unu, iki kaşık tereyağı, bir avuç nane, iki kase hamsi.

Yapılışı: Önceden suya konmuş hamsiler kılçıklarından ayıklanır. Bütün sebzeler ve içyağı ince ince doğranır, elenmiş un ve kaynar su ilave edilerek karıştırilır ve ekmek hamuru şeklinde hafifçe yoğrularak mısır ekmeği gibi plekide pişirilir. Pişirmeden önce tuzu kontrol edilmelidir. Hamsi ve içyağı kendiliğinden tuzlu olduğundan tuz ayarı buna göre yapılmalıdır. Hamsili ekmeğin hamuruna su yerine kaymaklı süt ve yumurta katılırsa daha da lezzetli olur. Sıcak olarak yenirse daha lezzetlidir.

HAMSİ ÇIGIRTASI

Malzemeler: Bir bağ pazı, bir bağ taze soğan veya buna denk yerli prasa yaprağı, iki bardak ince mısır unu veya buna denk buğday unu'da olabilir, bir tas tuzlu hamsi, bir yumurta büyüklüğünde içyağı. Kızartma için zeytinyağı yoksa tereyağı.

Yapılışı: Hamsiler önceden suya konarak ayıklanır, kılçıklarından temizlenir, hamsi, un, kıyılmış pazı ile soğan içyağı ile karıştırılarak ekmek hamuru gibi hafifçe yoğrulur, tuzu kontrol edilir. Yumurta katılırsa daha iyi olur. Bir santim kalınliğında veya daha ince yayılarak tavada kızartılir. Çığırta hamuruna köfte biçimi verilerek de kızartılabilir.

HAMSİLİ PİLAV

Hamsili plavın ilk şekli "Hamsili Rasti" yemeğidir. Korkoto, azmiktarda pazı veya prasa yaprağı, kılçığı alınmış tuzlanmış hamsi ile birlikte karış tınhr, yağı konarak kazanda plav gibi ve plav kıvamına gelinceye kadar piş irilir. Hazırlanan malzeme tepsiye konarak pleki veya kuziııada piş irilebilir.

Hanısili Plavın Malzemesi: Bir kilo veya bir tas hamsi. (Taze veya tuzlu hamsi olabilir), dört bardak pirinç, Uç baş soğan, bir avuç nane, Bir buçuk bardak zeytinyağı veya tereyağı.

Yapılışı: Hamsi tuzlu ise suya konur ve tuzu alınır. Taze veya tuzlu olsun önce hamsilerin kılçildan tenıizlenir. Pirinç yıkamp tenıizlenir, hamsi hariç, diğer hazırlannıış malzeme ile karış tınlır, iki bardak pirinc üç bardak su hesabıyla suyu konur. Tepsiye bir sıra hamsi dizildikten sonra üzerine hazırlanmış malzeme konur ve en üstünede bir sıra daha hamsi dizilir. Tepsi plekide veya fırında pişirilir. Sıcak veya soğuk olark salatalık veya ayranla yenir.

Bu gün hamsi pilavı baharat, maydonoz , kuş üzümü ile zenginleştirilmektedir. Hamsili pilava, kuş başı doğranmış pateteste konabilir. Genellikle hamsili plav yapılınca başka yemek yapmaya gerek görülmez.

PLEKIDE VEYA KIREMİTİE HAMSİ

Yapılışı: Taze hamsi başları kesilerek temizlenir ve tuzlanır. Bir oluklu kiremit alınarak üzerine kumar yaprağı veya lahana yaprağı serilir. Temizlenmiş hamsi yaprağm üzerine dizilir, üzeri aynı tür yaprakla örtülür ve en üstte bir oluklu kiremit daha konarak ocağa veya ateşe sürülür ve üzerine közler çekilerek pişirilir. Kiremit yerine pleki de kullanılabilir. Kiremite dizilen hamsiler plekiye dizilir, üzeri sacla örtülerek üzerine ateş yakilır ve pişirilir.

HAMSİ KÖFTESİ

Tarifi Çamlıhemşin'den alınmıştır.

Malzemeler: Bir kilo tuzlu hamsi, dört dilim bayat ekmek, üç yumurta, yarım su bardağı mısır unu, karabiber, maydonoz, tuz ve yağ.

Yapılışı: Tuzlu hamsi akşamdan suya konarak tuzu alınır. Kılçığı temizlenek ince ince doğranır. Bayat ekmek hamsilerin üzerine ovulur. Karabiber, yumurta tuz konarak maydanozla birlikte iyice karıştırılıp yoğrulur. Ceviz büyüklüğüne getirilerek tavada kızartılır.

UNLU TAVA YEMEKLERİ

MUHLAMA

Malzemeler: Üç tahta kaşığı mısır unu, üç kaşık tereyağı, bir kase tel veren peynir, İlik SU ve tuz.

Yapılış ı: Bakır bir tavada tereyağı eritilir. Mısır unu konulup penbeleş inceye kadar kavrulur. Tavaya ilik su ve peynir ilave edilir. Peynirin tuzuna göre tuzu ayarlanır. Hafİf ateşte karıştırılarak yağını üzerine verinceye kadar pişirilir.

Muhlama tel veren peynirle yapılabileceği gibi hertürlü peynirle veya minci ile de yapılabilir. Peynir ve minci sade olarak da yağda pişirilebilir. (Buna pişirmek yerine ısıtmak demek daha doğru olur). Yağda sade olarak pişirilen peynire peynir muhlaması, yağda sade olarak pişirilen minciye de minci muhlaması denir.

Hemşin yöresinde bir miktar kaymak alınarak tavaya konur, ateş üzerinde kaynatılır, içerisine yavaş yavaş mısır unu ilave edilir. Daha sonra bir miktarda ince ince doğranmış köy peyniri konmak suretiyle sıcak olarak servis yapılır. Bu muhlama şekline adı geçen yöremizde "kaymak muhlaması' denmektedir.

HOŞMER

Malzemeleri: Bir litre kaymaklı süt, bir kase köy peyniri, üç tahta kaşığı mısır unu, yeterince tuz.

Yapılışı: Kaymaklı taze süt süzgeçle süzülerek bir tavaya boşaltılır. Tava ateşe konarak kaynatılmaya bırakılır. Elenmiş mısır unu, kaynayan süte yavaş yavaş ve karıştırılarak ilave edilir. Normal kıvama gelince ince doğranmış köy peyniri ve tuz konur. Peynirin hoşmer içine erimesiyle birlikte sıcak servis yapılır.

Hemşin yöresinde kaymağı alınmış süt içeresine mısır unu karıştırılarak yapılan tava işine "Kotniyar" denmektedir. Kotniyara peynir konmaz.

Hoşmer, muhlama gibi yenir ve yerken yağ tavada göllenir.

HAŞIL

Değişik şekillerde yapılan haşılın Salaha Bölgesinden aldığımız bir tarih aşağıda verilmiştir.

Haşıl, kavut unuyla yapılır. Kavut unu; kavrulmuş kabak çekirdeği, kavrulmuş balli lobya (soya fasulyesi) ve kavrulmuş mısırın değirmende öğütülmesi ile elde edilen bir undur. Tavaya yeter miktarda su ve yeter miktarda kavut unu konarak pişirilirken sürekli karıştırılır. Bir miktar tuz ilave edilir. Pişme işi tamamlanırken yemek de ekmek hamuru kıvamma yaklaşır.

Dikkat edilirse, haşıl yağsız olarak pişirilmektedir. Fakat, yağla yenir.

Haşıl sıcak olarak sofraya almmakta ve ortasına bir kaşık tereyağı konularak

yenmektedir. Haş ila kaşık salan kişi, kaşığmı haşılin ortasındaki tereyağına bandırır.

Ortadaki yağ bitince aynı yere yoğurt dökülür ve yemeye devam edilir. Haş il

hangi tavada pişmişse o tava ile sofraya gelir ve servis yapılmaz.

Ikizdere'den aldığınıız bir örnek de şöyle:

Malzemeleri: Mısır unu, tereyağı, su, süt veya yoğurt.

Hazırlanışı: Mısır unu suya karıştırılarak pişirilir. İyice pişen bu karışıma bol miktarda tereyağı kanştırılır, pişimıe işine devam edilir. Çok katı bir kıvama gelen yemek bir miktar soğumaya bırakılır. Birazcık soğuduktan sonra üzerine süt veya yoğurt dökülerek yenir.

ÇUMUR

Malzemeler: Sıcak mısır ekmeği, tereyağı ve mıncı.

Hazırlanışı: Sıcak mısır ekmeğinin içi yayvan bir kap içersine boşaltılır.

İçersine bol miktarda tereyağı ve tuzlu minci (Lor) katılarak karıştırılır. Mısır

ekmeğinin sıcağında yağ, ekmeğe ve minciye sirayet eder. Soğutulmadan yenir.

Sıcak ekmek bulunmadığı zamanlarda soğuk ekmek bir tavanm içine ufaltilıp yağı ve mincisi konur. Sonra hafif ateşte ısıtılarak yağın ekmeğe nufuz etmesi sağlanır. Böylece leziz ve besleyici bir yiyecek elde edilmiş olur.

PEKMEZLE YAPILAN UNLU YEMEKLER

TERMONI

Termoni Yemeğinin Malzemesi: Bir buçuk bardak halli fasulye, bir buçuk bardak renkli fasulye, bir bardak buğday unu, bir buçuk bardak armut pekmezi, bir çay bardağı şeker

Yapılışı: Balli fasulye dört bardak su ile biraz pişirilir. Renkli fasulye dört bardak su ilavesiyle kazana konur ve ikisi birlikte pişinceye kadar kaynatılır. Fasulyeler piş ince sekiz bardak su ilave edilerek su kaynaymcaya kadar ısıtılır ve buğday unu sulandınlarak kazana ilave edilir. Bir miktar yeniden kaynadıktan

sonra da pekmezi, şekeri ve tuzu konularak beş dakika daha pişirilir. Kaselere konarak ilik veya soğuk olarak yenebilir.

Bu yemek zenginleş tirilerek de yapılabilir. Bu takdirde yemeğe bir buçuk bardak taze mısır, bir çay bardağı bulgur, bir çay bardağı pirinç, bir avuç karalahana ilave edilir. Armut pekmezi yerine üzüm pekmezi veya taze şıra da konabilir.

EKŞAŞİ

Malzemeler: Iki bardak renkli veya beyaz fasulye, bir bardak buğday unu, bir buçuk bardak armut pekmezi, bir çay bardağı pirinç, bir çay bardağı şeker.

Yapılışı: Fasulyeler dört baıtlak su ile birlikte pişirilir. Fasulyeler piş ince sekiz bardak su ilave edilerek ve yeniden kaynatılarak pirinci konur, buğday unu sulandınlarak kazana ilave edilir. Yeniden kanatılarak pekmezi, şekeri, ve tuzu konur ve yeniden beş dakika karıştırılarak piş irilir. Kaselere boşaltılarak yenir.

PEKMEZLİ ASUDE

Yapılışı: Bir kaşık tereyağı orta bir tavada eritilir, bir başka kapta bir su bardağı pekmez ılık su ile açılarak tavada erimiş yağa ilave edilir. Bu şerbet üzerine bir elle yavaş yavaş mısır unu dökerken diğer elle bu un, bir tahta kaşıkla sürekli karıştırılır. Muhlama kıvamına gelinciye kadar bu işlem sürdürülür.

Çok az bir tuz ilave edilerek servis yapılır.

BÖREK VE HAMUR İŞİ TATLILAR

LAZ BÖREĞİ

Malzemeler: Beş yumurta, yedi su bardağı süt, beş kaşık tereyağı, bir buçuk su bardağı şeker, bir buçuk kahve fincanı nişasta, bir buçuk kahve fincanı pirinç unu, alabildiği kadar buğday unu, tuz.

Yapılışı: Bir kase su, iki kaşık tereyağı, bir yumurta sarısı, az tuz, bir iki damla zeytinyağı ve alabildiğince un katılarak yoğrulur ve ondört parçaya bölünür. Bu ondört parça ile laz böreğinin on dört yufkası açılır.

Yapraklar arasına konacak muhallebinirı yapılışı: Süt ve şeker kaynatildıktan sonra az tuz konur, ayrı bir kapta pirinç unu veya nişasta, dört yumurta sarısı, bir bardak soğuk su ile iyice çırpılır, kaynayan süte karıştırılarak ilave edilir. Piştikten sonra bir tutam karabiber serpilir.

Yedi hamur tek tek açılır ve her bir yaprağına tereyağı sürülerek tepsiye dizilir, üzerine önceden hazırlanmış olan muhallebi soğuk olarak dökülür. Geriye kalan yedi hamurda tek tek açılarak ve tereyağı süıiilerek muhallebinin üzerine dizilir. Arzu edilen şekilde kesilir, üzerine tereyağı gezdirilerek fırına verilir.

Bir buçuk bardak şeker, bir bardak su ile hazırlanan ilik şurup, fırından çıkan böreğin üzerine dökülür. Fındık veya cevizle süslendikten sonra ılık olarak servis yapılır.

ENIŞTE LOKUMU

Eskiden kaynanaların damatlan için yaptıkları ve kızlarını her ziyaretlerinde bir bohça yapıp damat evine gönderdikleri yüksek kalorili bir pasta türüdür. Çokca yapılan bu lokunılar, gelin tarafmdan koca evi halkına birer ikişer dağıtırdı ve bir ihtimal utanıp da yiyemediği zamanlarda odasında gizlice yerdi.

Malzemeler: Uç su bardağı tereyağı (Margaıin de olabilir), üç su bardağı yoğurt, altı su bardağı şeker, üç yumurta, yarım limon suyu, yanm çorba kaşığı kaıbonat, alabildiğince buğday unu ve tuz

Yapıhşı: Şeker, yumurta ve yoğurt bir kap içine konur, şeker eriyinceye kadar çnpilır. Şeker yağ içine erimediğinden eritilmiş ilik yağ bu karış ima sonradan ilave edilir. Diğer yanda yarım limon suyuna karbonat katıp karıştırarak yağh karış ima katılır ve alabildiğince un konarak kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yapılır. Hamur on dakika dinlendirilir. Bu hamurdan iki yumurta büyüklüğünde parçalar alınarak avuç arasında yuvarlayıp uzatilarak lokum şekli verilir. Yağlanmış tepsiye birer parmak ara ile yerleştirilir, üzerine bıçakla (Z) şeklinde kesikler atarak şekillendirilir. Plekide ekmek pişirir gibi üzerine sac örtülerek veya kuzinada orta hararette pişirilir.

KABAK SUTLACI

Malzemeler: Ortaboy bir taze siyah kabak, bir buçuk kilo süt, bir su bardağı şeker, tuz.

Yapılışı: Kabak parçalara bölünüp kabukları soyulur, küçük küçük doğranıp suyla pişirilir. Kepçe ile iyice ezilerek süt, şeker ve tuz ilave edilir, on dakika kadar pişirilir, sahanlara veya taslara boşaltılarak soğuk veya sıcak yenebilir.

PEKMEZLI KABAK

Büyük pekmez tavasmda pekmez yapılacak şıra satlerce kaynatılır, bu-harlaş arak ş ıra siner ve tatlanmaya baş lar. Artık pekmez olması ıçın yarım saat kadar bir zaman kalmış tır. işte o zaman daha önce beyaz tatlı kabağmdan hazırlanmış olan kabak felileıi (Uzunluğuna kesilmiş bir kabağm ikiye üçe ayrılmış panalan) pekmez tavasına atılır. Kabaldar tatlilaşmakta olan şıra ile birlikte pış er, giderek kahve rengi bir renk alarak tadlaş ir. Uzun saplı bir süzgeçle pekmez tavasmdan toplanır. Sıcak veya soğuk olarak yenebilirler.

PEPEÇURA

Malzemeler: Uç kilo siyah kokulu üzüm, bir su bardağı mısır unu, tuz. Az bir miktar buğday unu katılması iyi olur.

Yapılışı:Üzümler ezilir, şırası alınır. Gerekirse üzümlerin posası az bir suda pişirilerek posada kalan öz de alnmış olur. Bir kazana koyduğumuz ve kaynar hale getirdiğimiz üzüm suyuna un, yavaş yavaş yedirilir, gerekirse şeker ilave edilir. Muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir. Sahanlara taslara konup soguk olarak ikram edilir. Bir kaç gün hatta daha fazla bekletmek daha makbuldur. Küflenmeye başlamış olmak bekleme süresini belirler.

Pepeçura, pekmez için hazırlanan şımdan bir miktar ayrılarak da yapılabilir.
 

MUŞ:

MAHALLİ YEMEKLER 

          Muş'ta yiyecek maddelerine ayrı bir  önem veri lirdi. Kış mevsimi çok uzun olduğundan güz mev­simi  gelmeden önce her aile kışın yiyecek gıda maddelerinin tedarikine  başlar.

          Et sıkıntısını  gidermek isteyen Kavurma yapar. Kavurma koyun, kuzu, olduğu gibi Düge’den  (bir-iki yaşındaki inek)   olur. Kesilen etler küçük parça­lara bölünerek haşlanır. Tenekelere  doldurula­rak kışa saklanır. 

              Sebze sıkıntısını  gidermek için yazın alınan seb­zelerden (baldırcan) domates, (isot)   biber, (kara baldırcan)  patlıcan, bakla, hıyar kabuğu, rey­han, nane, gibi sebzeler  kurutulur, torbalara doldu­rularak kışın yemek yapılır. 

              Lahana(kelem) bir  kaç çeşitte kışa saklanır.

PIRVAZ

            Kelem (lahana)  yaprakları iyice temizlenir ara­larına biber, sarımsak serpilir  çömleklere dolduru­larak kışa saklanır.

ÇORTİ 

Kelem yapraklan küçük, küçük  doğranır. Küçük, küçük doğranan soğan ve reyhan gibi bitkilerde  (karasa) büyük küplere doldurulur. İçine bolca su konur.  Hazırlanan ekşi hamur içine atılır. Üzeri iyi kapatılarak kışa saklanır. Her  evde mutlaka yapılır. Kışın kemikli et (Özellikli bel kısım  (komik) eti ve Boççik–kuyruk kısmı- ) den (dövme) ile pişirilir. Üzerine  tereyağı dağlanarak dökülür. 

              Çorti'nin bir de  rivayeti vardır. Buna göre "Lokman hekim" gezileri sırasında Muş'a da  uğramış. Halkın çoğunluğunun "kelem" (lahana) ye­diğini görünce,  "Burada bana çok iş düşecek. İlkbahar  geldiğinde, bunla­rın çoğu hastalanacak." diye düşün­müş. Halkın  ilkbahar gelip de, karlar eriyince  "uçkun" diye anılan bir bitkiyi yediğini görünce, bu bitkiyi incele­miş. Sonunda, bitkinin, lahananın çokça yenilmesinden doğabilecek hastalıkları yok ettiğini tespit etmiş. Lokman  hekim, bu gerçeği şöyle dile getirmiş: "Allah derdi vermiş, beraber  dermanını da vermiş."

PINAĞUN

              Ekmek evlerde yapılır. Yazın her  aile nüfusuna göre buğday temin eder. Buğdaylar arabalarla  çuval­lara doldurularak değirmene yollanır. Değirmenden sıra  alınır. Bu konu aileler için bir nevi şenlik sayılır. Ailenin  en büyüğü özellikle anneleri değirmene gi­der. İcap ederse geceyi  orada geçirir. Un iyice öğütülünce tekrar çuvallara doldurulur, eve  getirilir.

MUŞ KÖFTESİ( Hafta  Direği) 

              Kızıl iyice dövülür  veya çekilir. İnce çekilmiş bulgurlar iyice yoğrulur. Daha  lezzetli olabilmesi için de içine bir iki tane yumurta kırılın  Sonra kü­çük küçük kesilerek yuvarlak; yapılır. İçi oyulur. Da­ha  önce hazırlanan karni tür küfte içi küftenim içine doldurularak  yuvarlak yuvarlak yapılarak tencereye konur. Küfte için soğan  küçük küçük doğranır içi­ne nar daneleri veya suda haşlanmış pirinç  dolduru­lur, karıştırılır sonra yağda kavrulur üzerine biber dökülerek  küftenim içine konur. Suda haşlatılır. Ta­baklara dizilerek üzerine yağ  dökülür. Her evde mut­laka her haftada bir defa yapılır bunun için  adına hafta direği denmiştir.

HAZÜT (Hez) DOLMASI 

              Yağlı et iyice  çekilir. Pirinçle karıştırılır, iyice yoğrulur. Kelem (Lahana) suda  iyice suda haşlandıktan sonra ufak ufak parçalara bölünür.  Pirinçle karıştırılmış etin üzerine sonradan sımak ekilir  lahanaların içine konularak sıkım sıkım yapılır. Çömleklere (Toprak  Tencere) konularak haşlanır. Tabaklara dizilir üzerine yağ dökülerek  yenir.

KIRÇİKLİ KELEM DOLMASI 

              Yağlı et bir miktar bulgurla  karıştırılarak iyice yoğrulur. Suda haşlanmış lahana yapraklan ufak  parçalara ayrıldıktan sonra etleri içine küçük küçük doldurulur.  Sıkılarak tencereye doldurulur. Her sırada bir daha önce hazırlanan  domates, biber, soğan, maydanoz gibi sebzeler de küçük küçük doğranarak sıraların  araşma doldurulur. Tencere dolunca su-haşlanır. Sahanlara doldurularak üzerine  yağ serpilir.

TETER HELVASI 

              Pekmez iyice  kaynatıldıktan sonra içerisine bol miktarda  yağ dökülür. Sonra içerisine ekmekler u- 

ufak doğranır, iyice piştikten sonra sahanlara oldurularak  yenir.

KIRÇİK 

              Salatalık kabukları  yazdan kurutulur. Suda te­mizce yıkandıktan sonra tavaya bırakılarak  yağda kavrulur. İçerisine soğan, biber gibi maddelerde ekilir.  Üzerine işkene serpilir. (Yoğurt su ile karış­tırılarak içerisine  yağ ve sarımsak ekilmesidir). Karıştırılarak yenir.

KEŞKEK 

              Nohut ve den suda  iyice haşlanır, bir tencere­ye konur. Başka bir tencerede  hazırlanan ve pişiri­len et bunun üzerine konur. Soğan, biber gibi  mad­deler de ufak ufak doğranarak üzerine ekilir. Bolca yağ  karıştırılarak kaynatılır. Kaynatıldıktan sonra tabaklara  doldurulur. Keşkek hakkında halk şöyle bir tekerleme söylemiş;  keşkek yerken kim bu sözü bir çırpıda söyleyemezse o bir ^ziyafet verir.

HERSE 

              Kemiklerinden  ayıklanmış et güzelce suda haşla­nır. Başka bir kap da den  (suda haşlanarak hazır­lanmış buğday) sıcak suda iyice kaynatılır.  Eti kay­nayan denin üzerine dökülür. Sonra etle den iyice karıştırılır.  Daha sonra üzerine bolca yağ dökülerek sahan­lara  doldurulur.

MIRTOĞE 

              Un yağla iyice  karıştırılır, üzerine bir kaç tane yumurta kırılır ve  karıştırılarak iyice piştikten son­ra tabaklara konur.

CAVBELEK 

            Bulgur unu suda  iyice pişirilir, kurut (kurutulmuş yoğurt) veya sade yoğurt ayran  yapıla­rak üzerine dökülür, sarımsakla soğan da küçük kü­çük doğranarak  karıştırılır. İyice piştikten sonra kap­larla  koyulur.

HELİMAŞİ

Nohut ile den suda  iyice haşlandıktan sonra, başka bir kapta hazırlanan kemikleri  sıyrılmış et parçalan bunun üzerine dökülür, ayrıca mercimek, soğan da ekilerek iyice karıştırılır. Etler ile madde­ler halim haline gelince üzerine yağ serpilerek  ta­baklara doldurulur.

JAĞ 

Dağlarda yetişen bir  bitkidir. Yazın toplanır. Turşu gibi tenekelerde veya başka kaplarda  tutulur. Kışın tavaya biraz yağ dökülerek içinde pişirilir, üzerine  bir kaç tane yumurta kırılır unla karıştırılır, iyice piştikten  sonra kaplara konur.

GÜLÜK 

İlkbaharda dağlarda  görülür, çok nefis bir pancar­dır. Buda suda haşlanarak yendiği  gibi, yumurtalısı ve pirinçle de pişirilerek yemek yapılır.

KENGER 

İlkbaharda dağlarda  yetişir.Suda yendiği gibi yumurtalısı da yapılır.

SIPİDAK 

              Buda bir pancardır,  suda haşlanır üzerine yoğurt  serpilir ve yumurtalısı da yapılır.

UÇKUN 

İlkbaharda dağlarda çıkar.  Çok lezzetlidir. Bunun için bir hikâye vardır. Lokman hekim Muşa  gelir bakar ki herkes lahana yiyor. Kendi kendine burası  benim yerim burada çok hasta olur der. Ancak   bahar olur bakar ki çarşıya uçkun gelmiş bunu görünce  derdini bulan dermanını da bulmuş, der.

KAK 

              Her türlü meyve  ufak ufak kesilerek güneşte,' kurutulur, bunlar meyve olarak  yendiği gibi yemek­lerde de kullanılır.

MALATYA YEMEKLERİNDE EN ÇOK KULLANILAN MALZEMELER

Yöremizde yapılan yiyeceklerde kullanılan ana madde bulgurdur. Ancak değişik şekillerde hazırlanması, büyük ve küçüklüklerine göre gruplandırılarak kullanılması değişik isimler altında toplanmasına neden olmuştur. Baş bulgur, orta bulgur, yarma, sümüt gibi.

Bulgur: Buğday suyla büyük kazanlarda kaynatılıp bezlerin üzerinde güneşe yayılarak kurutulur, kurutma esnasında bozulmanın (ekşimenin) olmaması için zaman zaman karıştırılmasına, yağmur gibi olaylarla ıslanmamasına itina edilerek kurutma yapılır. Kurutulan buğday elenerek ayıklanır, değirmende belli kıvamda öğütülür. Elenmek suretiyle büyüklüğüne göre gruplandırılır. Baş bulgur, orta bulgur, çiğ köftelik ve sümüt olmak üzere. Sümüte halk arasında simit de denir. Çiğ köfte için; çiğ köftelik bulgur (orta bulgurun daha incesi) kullanılır.

Yarma: Etsiz köftelerin ve sarmaların yapımında kullanılır. Buğday yıkanır, kurutulur, ayıklanır. Değirmende belli bir kıvamda öğütülür. Bulgura göre daha ince ve unlu bir görünümü vardır. Yarma elenerek irileri ayırt edilir. Ayırt edilen iri yarmaya irinli adı verilir. Çorba ve bazı dolmalarda kullanılır.

Dövme: Halk arasında genelime adı verilir. Buğday yıkanır, kurutulur, ayıklanır, değirmende biraz ezilmek suretiyle elde edilir. Genellikle çorbalarda, bazen da pilav yapımında kullanılır.

Erik ekşisi: Yöremizde çok kullanılır. Özellikle ekşili köfte ve yemeklerde yer alır. Erik olgunlaşmadan toplanır, yıkanır büyük kazanlarda su ile kaynatılır. Bez torbalarda süzülerek posa ve suyu ayırt edilir. Suyu büyük tepsilerde güneşte bekletilerek kıvamlaştırılır, pekmez görünümdedir.

Kef: Tereyağı eritilir, süzgeçten başka bir kaba geçirilir, dipte kalan tortulu kısma bir miktar un ilâve edilerek kavrulur, tuz atılır. Bu şekilde hazırlanan yiyeceğe kef denir. Lezzet vermek amacıyla özellikle çorbalarda kullanılır.

Tarhana: Yöremizde hazırlanan tarhana, pek çok yörede hazırlanan un tarhanasından farklıdır. Dövmeyle hazırlanır. Dövme bol miktarda su ve tuzla iyice haşlanır. Fırından alınan ekmek hamuru maya olarak kullanılır. Ekmek hamuruna bir miktar un ve yoğurt karıştırılarak yoğrulur, mayalandırılır. Pişirilen dövme ılıklaşmaca, yoğurt, nane, maya ilâve edilerek iyice karıştırılır. Bez torbaya doldurulur, günde iki üç kez karıştırılarak suyunu iyice salması ve mayalanması sağlanır. (Bu işlem 45 gün sürer.) Parçalar halinde temiz örtülere yayılarak güneşte kurutulur. Kuruyan tarhana bez torbalarda kışlık erzak olarak muhafaza edilir.

Mercimek: Yöremizde; çorba ve köftelerin yapımında kullanılır. Bu mercimeğe çekilmemiş mercimek ya da kahverengi mercimek denir. Yeşil mercimeğin yarısı büyüklüğünde ve rengi kahverengidir.

Yarmaca: Siyah nohudun çekilmesi ile elde edilir. Görünümü nohudun ikiye bölünmüş ve biraz daha küçük halidir. Özellikle bulgur pilavı yapımında kullanılır.

Samut: Dere otunun tuzla salamura olarak hazırlanmış haline denir.

Kişniş: Kahverengi renkte güzel kokulu bir tohumdur. Kara kimyon adı da verilir. Teflon tavada kavrulduktan sonra havanda ezilir, toz haline getirilerek kullanılır. Ayrıca şekerleme sanayinde "kişniş şekerleri" yapımında kullanılır.

Maş: Kara nohut görünümünde biraz daha koyu renkli bir tohumdur.

Külah: Yaz mevsiminde dolmalık biber, patlıcan, salatalık oyularak bez üzerinde veya ipe dizilerek güneşte kurutularak hazırlanır. Bez torbalarda kışlık erzak olarak muhafaza edilir. Yöremiz köfteleriyle ünlü bir yöredir. Köfteler deyince akla hemen bulgur ya da yarma kökenli yemekler ve sarmalar gelir. Malatya'da ünlü olan bu köfteler çok çeşitlidir. Hemen hepsi, hazırlanan bu kitapta mevcuttur. Özellikle sarmaların yapımında kullanılan kiraz ayva fasulye yapraklan iplere dizilerek güneşte kurutulup kış için uygun yerlerde muhafaza edilmektedir

 KİLİS YEMEKLERİ
 

Kilis mutfağı kendine has yemekleriyle zengin bir yapıya sahiptir. Yemekler, “günlük pişen yemekler” ve “özel günlerde yapılan yemekler” olmak üzere ikiye ayrılır.

Yemeklerin temelini et ve bulgur oluşturur. Bunun yanında sebze ağırlıklı yemeklerde mevsimine uygun olarak yapılmaktadır.

Kilis yemekleri, zengin Türk mutfağının özelliklerini taşımakla birlikte Halep mutfağı özelliklerini de yansıtır. Ön planda yağlı, baharatlı yemekler olduğu gibi zeytinyağlı yemeklerde Kilis mutfağının vazgeçilmez türlerindendir.

Zeytinyağı, yörede yetiştirilen yüksek kaliteli zeytinlerden elde edilir ki, hemen her Kilislinin mutfağında bulunan vazgeçilmez bir besin maddesidir.

Kilis yemeklerinde damak zevki ön planda gelmektedir. Yemeklerin lezzetine özel önem verilir. Yemeklerde, yemeğin özelliğine göre çeşitli baharatlar kullanılır. Kilis mutfağının özgün örnekleri şunlardır:


EKŞİLİ MALHITA


Malzemesi:
 Üç su bardağı kırmızı mercimek, bir çay bardağı zeytinyağı, üç limon veya limon tuzu, iki baş sarımsak, yeterince nane, tuz.

Yapılışı: Kırmızı mercimek iki kez soğuk suda yıkandıktan sonra tencereye konur. Mercimek seviyesini 4-5 cm. geçecek kadar  su eklenir. Kaynamaya başlamadan önce oluşan köpükler alınıp, atılır.

Küçük küçük doğranmış patlıcan veya pazılar tencereye dökülür. Çorba pişince ekşi konur. beş dakika sonra ateşten alınır. Dövülmüş durumdaki bir baş (10-12 diş) sarımsak ile nane ilave edilir.

Zeytinyağı kızdırılır, kalan bir baş sarımsak dişlerine ayrılmış ve her diş iki parçaya bölünmüş olarak zeytinyağında pembeleştirilir. Çorbaya dökülür. Servis yapılır.


LEBENİYE


Malzemesi:
 1 kg orta yağlı parça et, iki su bardağı pirinç, bir su bardağı nohut, 3 kg yoğurt, bir yumurta, tuz, nane ve sade yağ.

Yapılışı: Et kuşbaşı doğranır, üzerini basacak kadar su eklenerek ocağa konur. Yoğurt süzülür. Geceden ıslatılmış nohut ilave edilerek pişirilir ve kaynamakta olan et suyunun üzerinde oluşan köpük alınır. Et ve nohut pişmeye yakın pirinç konur. Bu arada süzme yoğurt bir yumurta ile kaşıkla dairesel hareketlerle karıştırılarak hafif ateş üzerinde ılıtılır. Tenceredeki pirinçli çorbanın üzerine aktarılır. Çorba iyice özleşinceye kadar pişirilir. Üzerine kızdırılmış sade yağ ile nane gezdirilir. Sıcak olarak servis yapılır.


KİLİS TAVA


Malzemesi:
 1 kg koyun etinden orta yağlı kıyma, 150 gr taze biber, bir bağ maydanoz, iki orta boy soğan, bir tatlı kaşığı karabiber, bir tatlı kaşığı tuz, üç adet orta boy patlıcan veya patates, üç adet orta boy domates.

Yapılışı: Soğan, taze biber ve maydanoz ince ince kıyılır. Tuz ve karabiber katılır. Bu karışım etle iyice yoğrulur. Daha sonra zırhla çekilir. Patlıcan veya patates soyulur, ince dilimler halinde dilimlenerek, az tuz atılıp suyu sıkılır. Daha sonra patlıcan veya patatesler tepsiye dizilir. Üzerine yoğrulan kıyma yayılır. Etin üzerine veya etrafına dilimlenmiş domates ve taze biber dizilir. Fırına verilir.  Sıcak olarak servis yapılır.


ORUK


Malzemesi:
 Üç su bardağı çiğ köftelik bulgur, 1 kg. orta yağlı makinede iki kez çekilmiş veya dövülmüş et, iki çorba kaşığı nane, bir baş soğan, bir baş sarımsak, yeterince kırmızı biber, karabiber ve tuz.

Yapılışı: Bulgur tepsiye konur. Su ile hemen ıslatılır. Kaşıkla karıştırılır. Soğan ve sarımsak çok küçük olarak üzerine doğranır. Nane, kırmızı biber, karabiber ve tuz ilave edilerek yoğrulur. 20-25 dakika sonra et karıştırılır. Yumuşayıncaya kadar yoğurma işlemine devam edilir. Köfte tepsinin bir yanında toplanır. Sıkımlanır ve sıkımlar şişlerde “Adana Şiş Kebap / Adana Kebap” şekline getirildikten sonra  hafif meşe kömürü ateşinde pişirilir. İstenirse sıkımlar ızgara köfte şekline de dönüştürülebilir.  


KÜMBÜLMÜŞVİYYE


Malzemesi:
 Üç su bardağı çiğ köftelik bulgur, 300 gr. yağsız ve sinirsiz koyun veya dana eti (kıyma), 300 gr. koyun gömlek yağı ( iç yağ), bir adet baş  soğan, ½  komposto tabağı ceviz içi, bir tatlı kaşığı tarçın, iki çorba kaşığı nane, yeterince karabiber, tuz ve kırmızı biber.

Yapılışı: Bulgur tepsiye konur. Üzerine soğan küçük parçacıklar halinde doğranır. Nane, kırmızıbiber ve tuz eklenir. Biraz yoğrulduktan sonra yağsız ette katılarak köfte, sakız kıvamına gelinceye kadar yoğrulmaya devam edilir.                                                                            

Diğer yandan küçük bir tepsiye iç yağı ufak ufak doğranır. Sakız gibi olana kadar sıcak su yardımı ile yoğrulur.  Yoğrulmuş iç yağına tuz, karabiber, kırmızı biber, nane, ceviziçi ve tarçın konur. Yoğrulduktan sonra küçük parçalara ayrılır. Her parçacığa bir badem içi şekli verilir.

Köfteden iri parçalar alınarak kısa bir yoğurmadan sonra gurup gurup sıkımlanır. Her sıkım içli köfte şeklinde hatta biraz daha büyük oyulur. İçine hazırlanmış olan bir badem büyüklüğündeki içyağından konur. Parmaklar yardımıyla ağzı kapatılır. Hepsi bu şekilde bitince bunlar meşe kömürü üzerine yerleştirilen ızgarada pişirilir. Pişirme işlemi fırında da yapılabilir. İstenirse pişen kübbülmüşviyyeler sade yağda tekrar kızartılabilir.


ŞIHILMÖHŞE


Malzemesi:
 3 kg. taze tüylü acur veya kısa kabak, bir baş soğan, ½ bağ maydanoz, bir su bardağı zeytinyağı, bir komposto tabağı tuzsuz ikiye bölünmüş sarı leblebi, bir su bardağı yoğurt, altı diş sarımsak, yeterince tuz ve karabiber.

Yapılışı: Kabaklar veya acurlar yıkanır, oyulur ve karabiber tuz karışımı ile ovularak hazırlanır. Daha sonra süzgece alınır tekrar yıkanır. Süzgeçte bırakılır. Suyu süzülünce zeytinyağında kızartılır.

İçinin Hazırlanması:Kızartmadan artan zeytinyağında kıyma kavrulur. Ufak ufak doğranmış olan soğan kıymayla birlikte kavrulur. Doğranmış olan maydanoz ocaktan alınırken kıymaya ilave edilir. İki saat kadar soğuk suda ıslatılmış olan leblebiler kıymaya karıştırılır. Karabiber ve tuz eklenir.

İçleri dolma doldurulur gibi doldurulur. Ağızlar birbirine geçecek yöntemle dizilir bir bardak su eklenerek pişirilir. Sunulurken üzerine sarımsaklı yoğurt dökülür.


KEŞKEK

Malzemesi: Beş su bardağı aşure buğdayı (döğme), ½ komposto tabağı nohut, ½ kg. yağlı parça koyun eti ½ çay bardağı zeytinyağı veya iki çorba kaşığı sadeyağ, bir baş soğan, kırmızı biber, karabiber, kimyon ve tuz.

Yapılışı: Bir gün önceden nohut ve aşure buğdayı ıslatılır. Et yıkanır, kaynamaya başlarken su üzerindeki köpükler alınır. Nohut ve tuz eklenir. Etle beraber nohut pişer. Bu aşamada aşure buğdayı, halka biçiminde doğranmış soğan, kırmızı  biber katılır. Karıştırmada ise kaşık dibe kadar daldırılmaz. Ocaktan alınırken de kimyon, karabiber eklenir. Karıştırma işlemi bittikten sonra keşkeğin dinlenmesi için tencerenin ağzı kapatılır. Daha sonra küçük parçalara ayrılmış olan etler yağda kızartılarak keşkeğe eklenir.


BULAMAÇ

Malzemesi:  1 su bardağı  un, ½ çay bardağı zeytinyağı, ½ su bardağı pekmez 1 su bardağı su, bir avuç ceviziçi.

Yapılışı: Un tavada ısıtılan zeytinyağında pembeleşinceye kadar kavrulur. Tencerede de pekmez ile su eritilerek, kaynatıldıktan sonra kavrulmuş un eklenir ve karıştırılarak pişirilir. Karışım katılınca, koyulaşınca tabaklara alınıp, üzerine ceviz içi serpilir.


GEREBİÇ


Malzeme:
 2 kg. un, 1kg. irmik, ½ kg. şeker, ½ kg. pudra şekeri, yeteri kadar ceviz içi, 1kg. zeytinyağı (diğer bitkisel yağlar kullanılmaz), bir kahve kaşığı karbonat, yeterince hazırlanmış gerebiç baharatı (tarçın, karanfil, zencefil, hindistan cevizi, mahlep)

Yapılışı: Un ve irmik karıştırılır. Bu karışıma az tuz ve iyice dövülmüş mahlep ve karbonat  katılır. Zeytinyağı tavlanarak, bunların üzerine soğuduktan sonra dökülür. İyice yoğrulur ve bir tarafta toplanır.

İçinin Hazırlanması: Ceviz içi çok ufak doğranır. Dövülmüş gerebiç baharatı ve şeker karıştırılır. Hazırlanan hamurdan içli köfte sıkımlarından daha küçük sıkımlar oluşturulur ve el yardımı ile içli köftede olduğu gibi bu sıkımlar oyulur. Oyulan sıkımların her birinin içersine hazırlanan içten yarım çorba kaşığı kadar konur. Ağzı kapatılır ve gerebiç kalıbına konarak şekil verilir.                                                                           

Kalıba vurulmuş gerebiçler tepsilere tek sıralı diziler halinde sıralanır. Gerebiçlerin tepsiye yapışmaması için tepsi yağlanır. Çarşı fırınında pişirilir. Pişen gerebiçlerin üzerine pudra şekeri serpilir. Kilis de Ramazan Bayramının simgesi gerebiçtir. Her Kilis evinde bayram öncesi yapılır ve bayramda gelen misafirlere ikram edilir.


ZÜNGÜL


Malzemesi:
500 gr. üzüm bastığı, iki su bardağı un, bir yumurta ya da bir kaşık kabartma tozu, iki su bardağı zeytinyağı, bir çay kaşığu tarçın

Yapılışı: Un, yumurta, kabartma tozu karıştırılarak bulamaç yapılır. Kare şeklinde avuç içi kadar kesilen üzüm bastıkları, hazırlanan bulamaç hamuruna batırılarak, kızgın zeytinyağında kızartılır. Servis tabağına alınarak, üzerine çekilmiş ceviz içi veya yeşil fıstık serpilir. Arzuya göre tarçın serpilerek servis yapılır.


KATMER


Malzemesi: 
1kg. un, 200 gr. tuz, 750 gr. şeker, 500 gr sadeyağ, 100 gr. dövülmüş Antepfıstığı, 100 gr. pudra şekeri, 50 gr. tarçın.

Yapılışı: Hamur normal su ile yoğrulup, kıvamına getirilerek 50 gr’lık parçalar halinde top şekline sokulur. Dinlenmeye bırakılır. Dinlendikten sonra merdane ile biraz açılarak ve daha sonra el ile serpilerek büyütülür ve ön taraftan ikiye katlanır. Ortasından koyun sütünden (kaynatılmış ve üzerinde tutan kaymağı toplanır)yapılmış kaymak yerleştirilir. Hamurun kalan kısmı da kapatılır. Tavada tereyağında kızartılır. Kızartılan katmer eşit parçalara kesilerek üzerine önceden hazırlanmış şerbet dökülür. Daha sonra Antepfıstığı, pudraşekeri ve tarçın serpilerek servise hazır hale getirilir.


BURMA TATLISI

Malzemesi: 2 kg un, 1,5 kg irmik, ceviz büyüklüğünde maya, şerbet için 2 kg şeker ve 2 kg sıvı yağ, 2 lt su, özel yapılmış kalın huni biçimindeki döküm aleti.

Yapılışı: Ceviz büyüklüğündeki maya 2 lt ılık su ile karıştırılır. Üzerine 1,5 kg irmiği koyduktan sonra hamur kıvamına gelinceye kadar yoğrulur. Bu hamur üzerine 2kg un aktarılıp beraber yoğrulur. Mayalanması için bekletilir (15-20 dakika). Daha sonra kalın huni biçimindeki bir aletle şekil verilerek kızgın yağ üzerine döküm yapılır. Koyu pembe rengini alınca yağdan çıkartılarak ılık şeker şerbetine batırılır. Daha sonra çıkartılıp sıcak servis yapılır.


PEYNİRLİ İRMİK HELVASI

Malzemesi: 1 su bardağı irmik, 2 su bardağı toz şeker, 3 su bardağı su 4 çorba kaşığı sadeyağ, 1/4 kg tuzsuz peynir (taze peynir olması yeğlenir), 1 tatlı kaşığı tarçın

Yapılışı: Tencerede irmik ile yağ sararıncaya kadar kavrulduktan sonra üzerine şeker ve su eklenir,karıştırılarak koyulaşıncaya dek pişirilir.Ateşte almaya  yakın peynirler doğranarak eklenir ve helve tekrar karıştırtlır.Üzerine tarçın serpilir


MAYANALI (ANASONLU) KAHKE


Malzemesi: 1 su bardağı zeytinyağı, 1 su bardağı toz şeker,  yeteri kadar kabartma tozu, 2 çorba kaşıpı dövülmüş ananas (mayana), 1 çay kaşığı çörek otu, 1 çay bardağı susam, 1 çay bardağı ılık süt ve alabildiği kadar un.

Yapılışı: Süt ve şeker tencerede karıştırılarak eritilir. Üzerine un, yağ, anason, çörek otu, susam ve kabartma tozu katılarak yoğrulur ve kulak memesi kıvamında hamur elde edilir. Hamurdan alınan küçük parçalar simit biçiminde yağlanmış tepsiye dizilir ve pembeleşinceye dek pişirilir.


HAYTAYLA


Malzemesi
: 1 su bardağı nişasta, 8-10 su bardağı süt, yeteri kadar gül suyu,1 su bardağı su,

Yapılışı: Süt ve nişasta tencerede karıştırılarak eritildikten sonra kısık ateşte yine karıştırılarak koyulaşıncaya dek pişirilir. Ateşten alınan karışım tepsiye yayılır. Daha sonra küçük küçük doğranan bu hamurun üzerine; su, toz şeker, gül suyu karışımı dökülür.


KÜNEFE

Malzemesi: 1 kg tel kadayıf, 1/2 kg tuzsuz peynir, 1 kg toz şeker, 1/4 kg sadeyağ, 1 kaşık limon suyu yeteri kadar su, üzüm pekmezi ve tarçın.

Yapılışı:Şeker yeteri kadar su ve limon suyu kaynatıldıktan sonra ve soğumaya bırakılır. Kadayıflar bıçakla kıyılır ve sadeyağla yağlanır. Tepsi de, sadeyağ ile pekmez karışımı ile yağlanır. Yağlanan kadayıfın yarısı iyice bastırılarak, sıkıştırılarak tepsiye döşenir ve üzerine doğranmış peynirler serildikten sonra kalan kadayıf sıkıştırılarak serilir. Kısık ateşte altlı üstlü yani çevirerek ( alt üst ederek)  pembeleşinceye kadar pişirilir. Ateşten alınan künefe dilimlenir.Kare biçimindeki  sıcak künefe dilimlerinin üzerine soğuk şurup ve tarçın dökülür.


GÜN PEKMEZİ

Malzemesi: Şirelik üzüm, yeteri kadar havara taşı yani beyaz toprak

Yapılışı: Tanelere ayrılan üzüm curunda (havuz) iyice yıkanır. Üzerine üzüm suyunun durulması için havarı taşı (bu oran genellikle ¼  olup, yani üzümün dörtte biri kadar havara taşı) serpilir. Ayakları temiz olan kişiler curunda üzümü iyice ezdikten sonra, curun borusundan (söbek) akan üzüm suları yaygın kapta (leğen, teşne) toplanır ve iyice kaynatılarak pişirilir. Kaynama anında oluşan köpükler alındıktan sonra tortuların dibe çökmesi için bekletilir. Durulan şerbet tekrar teşnelere süzülerek boşaltılır. Kalan tortulu kısım bez torbalara boşaltılarak yüksekçe bir yere asılır ve süzülen şerbet ayrı bir kapta toplanır. Biriken şerbetler güneşte karıştırılarak koyulaştırılır. Bu biçimde istenen koyuluk elde edilince, tekrar süzülür (tülbet bezden geçirilir) ve kavanozlara konur.


SUCUK HAPISASI

Malzemesi: Şirelik üzüm, buğday nişastası, havara taşı, ceviz içi, sucuk ipi

Yapılışı: Tanelerine ayrılan üzümler curunda yıkanır, ezilir, süzülür, kaynatılır ve şerbet haline getirilir. Elde edilen şerbetin bir kısmı ayrılır, bir kısmı da sucuğun yumuşak ve tatlı olması için kaynatılır. Soğuk şerbetle nişasta karştırılarak yoğrulduktan sonra karışıma azar sıcak şerbet eklenir. Bu arada kaynamakta olan şerbetin altındaki ateş alınır ve karışım tahtadan yapılmış küçük kürekle sürekli karıştırılır. Daha önceden aralıklarla iplere dizilmiş olan cevizler (ceviz içleri ıslatıldıktan sonra bir gün bekletilir. Sonra iğne ile ipe dizilir ve en az bir hafta açık havada kurutulur) bu karışımna (hapısa) batırılarak, yüksekçe bir yere asılır ve güneşte kurutulur. Kuruyan ceviz sucuklar bez torbalarda saklanır.

Kayseri Mantısı 
Tür        Hamur İşi ve Börekler
Malzemeler:
2 Su Bardağı Un , 1 çay Bardağı Su , 1 Yumurta , 1 çay Kaşığı Tuz , 1 Kase Yoğurt , 2 Diş Sarımsak , 1 Yemek Kaşığı Salça , 1 Yemek Kaşığı Tereyağı 
İç Harç Malzemesi:  200 gr. Kıyma , 1 Adet Soğan , 1 Çay Kaşığı Karabiber , 1 Çay Kaşığı Pul Biber , 1 Çay Kaşığı Tuz  
Kayseri mantısının diğer etli mantılardan farkı, büküm şekli ve boyutunun küçük oluşudur. Kayseri mantısı bohça biçiminde şekillendirilir. Bu nedenle yufkası tam kare olarak kesilir ve içi doldurulduktan sonra, karenin köşeleri birbiri üzerine yapıştırılır. Ardından, yapışan köşeleri orta yerde sıkıştırılarak birleştirlir. Kayseri mantısı hazırlandıktan sonra iki şekilde pişirilir. Biri tarifimde olduğu gibi, ikincisi ise; yağ içerisinde salça kavrulur ve üzerine mantı ilave edilir. Ardından mantının üzerini kapatacak miktarda kaynamış su ile birlikte tuz ilave edilir. Tencere kaynamaya başladıktan sonra bir kez karıştırlır ve kapağı kapatılır. Ardından "mantının diriliği arzunuza göre" 12 ila 15 dakika süre ile pişirilir. üzerine sarımsaklı yoğurt veya sumak gezdirilir. İkinci yöntemle pişirilen kayseri mantısı sulu olur. Soğan soyulacak ve rendelenecek. Sarımsaklı yoğurt hazırlanacak. Tereyağı içerisinde salça kavrularak salçalı sos hazır edilecek.  
Mantı Hamuru:Yoğurma kabı içerisine un konulacak ve ortası havuz yapılacak. İçerisine yumurta, su, tuz ilave edilecek ve karıştırılacak. Ardından un ilavesiyle sert ve pürüzsüz, hamur yoğurulacak. Hamur 3 parçaya bölünecek ve beze yapılacak. Bezelerin üzeri bezle örtülecek ve 15 dakika dinlendirilecek.  Mantı İçi:Yoğurma kabı içerisine kıyma, soğan, karabiber, pul biber, tuz ilave edilecek ve yoğurulacak.
Bezeler 1.0 veya 1.5 mm. kalınlıkta yufka açılacak. Yufkalar 1.5 veya 2.0 cm. boyutunda kare olarak kesilecek. Her kare’ye yeterli miktarda iç konulacak ve karşılıklı köşelerinden kapatılacak ve ortada birleştirilecek. Kapatılmış mantılar un yayılmış bir kap içerisine alınacak. Ardından kaynamakta olan tuzlu su içerisine salınacak ve normal ısı ayarında tencere açık olarak 15 dakika haşlanacak. Süre bitiminde kevgir kepçe ile servis tabaklarına alınacak. üzerine sarımsaklı yoğurt ve salçalı sos ilave edilecek. 

/1028/mantı1  /1028/mantı2  /1028/mantı3  /1028/tepsi mantı  

Kastamonu Mutfağı

Kastamonu kültürünün kökenleri ve geniş coğrafyasının sunduğu çeşitlilik zengin bir mutfak kültürü oluşturmuştur. Bu kültürü besleyen ana damarlar; iklim, coğrafya ve bunlara bağlı olarak da tanımsal faaliyetlerdir. Binlerce yıllık kültür birikiminde Kastamonu önemli bir derinliğe sahip olmuştur. Bu derinlik tanımsal faaliyetlere bağlı olarak yemek çeşitliliği, beşeri koşullara da bağlı olarak bu yemeklerin isimlendirilmesinden, pişirme yöntemine, sofra araç gereçlerinden ahşap ve bakırdan sofra eşyası üretimine kadar yayılmıştır.

 

Kastamonu mutfağı üzerine yapılan derleme ve tespit çalışmaları 1950'li yılların başına kadar gider. Bu tarihlerde Arkeolog Ahmet Gökoğlu'nun yaptığı çalışma sonucunda 812 çeşit yemek tespit edilmiş ancak tespit edilen bu türlerin tümünün yer aldığı bir yayın çıkarılamamıştır Gökoğlu, Türk Etnografya Dergisinde bu derlemesinden yalnızca Kastamonu Ekmekleri ve Kastamonu Çorbalan adını taşıyan iki makale yayınlamıştır Ahmet Gökoğlu'nun yanı sıra ihsan Ozanoğlu'da Kastamonu Elması, Kastamonu Yemekleri vb. konularda risale tarzındaki yayınlan kaleme almış ve bir arşivleme yapmıştır.

 

Ahmet Gökoğlu 1967'de yayınladığı "Kastamonu Ekmekleri" adlı makalesinde Kastamonu'daki yemek çeşidinin yine o tarihlerde yapılan ve 36 ilden derlenen "Anadolu Yemekleri ve Türk Mutfağı" adlı kitaptaki yemek çeşidinden 280 adetten fazla olduğunu belirtmiştir: Bu rakamlar bile Kastamonu Mutfağının derinlere inen köklerine işaret etmektedir Genel anlamda ekmekler, çorbalar, et yemekleri, hamurlu yemekler, sebze yemekleri, tatlılar ve içecekler olarak ana başlıkları olarak ayrılan Kastamonu mutfak kültürü içinde neredeyse her ilçe de sahip olduğu bir meyve ya da başka ürünle de ön plana çıkar Neredeyse ilin geneline yayılmış Kastamonu Elması, Üryani Eriği, İnebolu Kestanesi, Taşköprü Sarımsağı, Araç Cevizi bunlara bir örnek olarak gösterilebilir.

 

Türk Şekerciliğinin dönüm noktası olan ve halen bu sektörün en önemli markalarından biri olan Hacı Bekir isminin Kastamonu Araç ilçesinden çıkması ve halen bu sektörde en çok hizmet verenlerin Araçlılardan olması, bunun yanında yine bir sembol haline gelen Çekme Helva yapımcılığı Kastamonu Mutfağının spesifik bir başka alanını oluşturur.

 

Kastamonu'da orman varlığının fazlalığı mutfak ve sofra kültürüne de yansımıştır. Kullanılan eşyaların arasında ahşaptan yapılmış saklama (tıkır, çalmaç, yayık, sepet), pişirme (yaslağaç, bisleğeç, oklağaç), tabak, çanak ve sini altlığı gibi araç gereçler oldukça yoğundur Ayrıca Tunç Çağlan'dan bu yana işletildiği bilinen Küre Ocaklarından çıkarılan bakır da Kastamonu mutfağına yansıyan önemli bir maddedir. Bakırdan yapılan, işlevsel olduğu kadar estetik anlamda da sofraları süsleyen eşyalar arasında sahan, leğenler, siniler, sürahiler, mataralar, çatal kaşık gibi örnekler sayılabilir.

 

Kastamonu’nun tarım kültürü içerisinde; zengin aromasıyla ünlü Taşköprü Sarımsağı; Devrez Vadisi’nin suladığı topraklardan gelen Tosya Pirinci ve İhsangazi’nin tarlalarında yetişen ve on binyıllık bir kültür mirası olan Siyez Bulguru gibi ürünler dikkat çeker.

Isparta'da Yeme-İçme



 

Isparta'da geçirdiğiniz günler içerisinde Isparta'nın meşhur nefis fırın kebabından mutlaka yemelisiniz.

 

Ayrıca muhteşem manzarası ile yeşillikler içerisinde Gökçay'daki restoranlar iştahınızın artmasına sebep olacaktır.

 

Eğer canınız balık yemek isterse, Eğirdir Gölünde yeşille mavinin birleştiği doyumsuz manzara karşısında, levrek, sazan veya alabalığınızı yiyebilirsiniz.

 

Eğirdir'e gittiğinizde dört kişi veya daha fazla sayıda bir grupsanız meşhur sazan dolmasını mutlaka istemelisiniz. 

 

Isparta yemeğinin üstüne Yalvaç Güllacını, Isparta Kabak Tatlısını veya İlimiz helvasını yemeden ayrılmayın.

               

 

Sütçüler Yazılı Kanyon'a giderseniz, kanyonun iştahınızı arttıran o temiz havasını aldıktan sonra fırında pişen nefis alabalığı yemeden dönmeyin.

 

Özellikle Davraz Dağı'na çıkmanızı ve zirvede kaliteli bir ortamda yemek yemenizi ısrarla öneririz.

                                                 

   

ISPARTA YÖRE MUTFAĞI
İlimiz tarım ve meyvecilik yönünden zengin çeşitlere sahip bir yöre olduğu için yemek çeşitleri de oldukça fazladır. Yöremizde bilinen ve en çok yapılan yemekler şu şekilde sıralanabilir. 

 
 
ÇORBALAR

Pirinç Çorbası-  Top Tarhana-  Tutmaş- Oğmaş-  Toyga- Yayla-  Sülüklü Çorba-  İrmik Çorbası
 
 ET YEMEKLERİ
Tandır Kebabı-  Yoğurtlu Et-  Tas Kebabı-  Çömlek Kebabı-  Tirit- Banak-  Yumurta Mıhlaması-  Kapama\Bütünet-  Kabine- Keşkek- Balık Doldurması- Kapama (Papaz Yahnisi)- Balık Kurması
           
 
SEBZE YEMEKLERİ
Uzun Kabak- Şalgam Aşı- Yatırtma- Oturtma- Ispanak- Dolmalar: Yöremizde patlıcan, biber, asma yaprağı, domates, kabak ve lahana gibi sebzelerin dolmaları yapılır.-
 
BÖREKLER
Kuyruğu Sulu- Saç Böreği- İnce Börek- Katmer- Pişi- Nokul   
 
TAHIL YEMEKLERİ
Pirinç ve Bulgur Pilavı- Mercimekli Aş- Kuru Fasulye- Karnı Kara\Börülce- Tatar

                                                      

HATAY:

KÜNEFE

 

 

 

 

 

Tel kadayıf, ortasında özel tuzsuz peynir ile hazırlanarak pişirildikten sonra üzerine soğuk şerbet dökülerek servis yapılır.

 

 

ORUK

 

 

 

 

 

Bulgur, kıyma, baş biber, ceviz içi ve seçme hatay baharatları fırında zeytinyağı ile pişirilerek sunulur.

 

 

KATIKLI EKMEK

 

 

 

 

 

Çökelek peyniri (sürk) ile kuru zahter karışımı bir hamur üzerinde tandırda pişirililerek yapılır.

 

 

EKŞİLİ AŞ

 

 

 

 

Minik içli köfte parçacıkları, haşlanmış nohut, havuç ve nar ekşili sos ile sunulur.

 

 

AŞUR


 

 

Haşlanmış buğday, kuzunun gerdan kısmı ve acı baş biber ile dövülerek sunulur.

 

HUMUS


 

 

 

Haşlanmış nohut, tahin, sarımsak ve limon suyu ile sunulur.


 

CEVİZLİ BİBER

 

 

 

 

 

Dövülmüş baş biber ve ceviz içi ile sunulur.


 

KAYTAZ BÖREĞİ


 

 

 

El ile açılmış yarım mayalı hamur, bıçak kıyması, kuru soğan ve Hatay baharatları ile sunulur.


 

KABAK TATLISI

 

 

 

 

 

Kış kabağının Antakya usulü kireçte bekletilmesi ile hazırlanarak sunulur.



 

 

KÖMBE

 

 

 

 

 

Antakyada tandırda imece usulü olarak yapılan bir kurabiye çeşididir. İçinde kömbe baharatı tahta kalıbı susamı hamuri ile oluşan bir çeşittir.


 

ABUGANNUC


 

 

 

 

Közlenmiş patlıcan, sarımsak ve al biber ile sunulur.


 GÜMÜŞHANE:

PESTİL

Malzemeler : Taze dut, toz şeker, bal, süt, un, ceviziçi, fındık içi, fıstıkiçi

Yapılışı : Dutlar büyük bir kazan içerisinde kaynatılır. Daha sonra posası süzülerek suyu çıkarılır. Cevizler kırılıp içleri ayıklanır, dövmeç yapılır ya da ceviz içi bıçaklarla küçük olarak hazırlanır. Ceviz yerine fındık içi de kullanılabilir.

Ocak yakılarak kazana su konulur. Başka bir kazana şıra da denilen su konulduktan sonra, daha önceden hazırlanan  un, şıra ile karıştırılır. Bu karışım bir tokaç yardımıyla yapılır. Devamlı olarak karıştırılan bulamaca süt veya bal eklenerek karıştırılmaya devam edilir. Bu karıştırma işlemine belli bir kıvama gelinceye kadar devam edilir.

Pestil herlesinin en iyi şekilde olması için bu karışımın dibine tutmaması gerekir. Hazırlanan herle serilmeye hazır hale gelir. Pestil bol güneş alan düz bir alana hazırlanan bez (veya bezler) üzerine dökülüp, daha önceden hazırlanmış olan ceviz ve ya fındık içleri de eklenerek şimşir ya da el kevgiri yardımı ile ince ince yayılır. Bu işleme herle bitinceye kadar devam edilir. Yayma işlemi bitirildikten sonra pestilin kuruması beklenir. Bez üzerinde kuruyan pestil bir gün sonra bezlerden çekilme işlemi ile devam eder. Çekilme işlemi; çekilecek olan bez ters yüz edilerek temiz bir bez üzerine yayılır. Suyla ıslatılan bir parça ile ters çevrilmiş pestil bezi ıslatılır. Islatma işlemi bitince bezin pestil serilmiş yüzü çevrilir. Bez ıslatılmış olduğu için el yardımıyla pestil ve bez birbirinden kolayca ayrılır. Bezden ayrılan pestil güneşli bir alana serilerek hafifçe kurumaya bırakılır. Pestiller çıtır çıtır halde iken toplanır ve katlanır. Pestil uzun kış aylarında, komşu sohbetlerinde ikram edilmek, hediye edilmek için  tenekelere basılarak saklanır.

 

DAMAK ZEVKİNİ KÖME'DE YAŞAMAK

 

KÖME

Malzemeler : Taze dut, toz şeker, bal, süt, un, ceviziçi, fındık içi, fıstıkiçi

Yapılışı : Dutlar büyük bir kazan içerisinde kaynatılır. Daha sonra posası süzülerek suyu çıkarılır ve herle elde edilir. Cevizler ipe dizilir. Ceviz yerine fındık içi de kullanılabilir.

Ocak yakılarak kazana su konulur. Başka bir kazana şıra da denilen su konulduktan sonra, daha önceden hazırlanan  un, şıra ile karıştırılır. Bu karışım bir tokaç yardımıyla yapılır. Devamlı olarak karıştırılan bulamaca süt veya bal eklenerek karıştırılmaya devam edilir. Bu karıştırma işlemine belli bir kıvama gelinceye kadar devam edilir.

Köme herlesinin en iyi şekilde olması için bu karışımın dibine tutmaması gerekir. Hazırlanan ipe dizilmiş cevizler herleye batırılır ve kurutulur bu işlem 3-4 defa tekrarlanır. Herle içine batırılan Köme kurutularak hazır hale getirilir. Afiyet olsun...

 

ÇORBALAR

 

KUŞBURNU ÇORBASI

Malzemeler : 500 gr. kuşburnu, 1 yemek kaşığı tereyağı, 2 yemek kaşığı un, 1 lt. su 200 gr. kıyma, 1 tatlı kaşığı tuz, 1 tutam karabiber, kimyon ve nane.

Yapılışı : Ayıklanıp yıkanan kuşburnular 1 lt. suda 30 dakika kaynatılır. Daha sonra kevgirden ve tel süzgeçten geçirilir. Diğer taraftan kıyma içerine tuz, karabiber, kimyon katılarak fındık büyüklüğünde köfteler hazırlanır ve bunlar suda kaynatılarak pişirilir. Bir tencereye tereyağı ve un konulur. Un kavruluncaya kadar karıştırılır. Bu karışımın içine hazırlanan kuşburnu suyu ilave edilir. 15 dakika süreyle karıştırılır.

Hazırlanan köfteler ilave edilir. Çorba bir müddet kaynadıktan sonra ocaktan alınır. Kızarmış yağa nane katılarak üzerine dökülür. Sıcak sıcak servis yapılır.

 

MANTI ÇORBASI

Malzemeler : 500 gr.un, tuz, aldığı kadar su, 1 kaşık tereyağı, biraz nane, 3 yemek kaşığı süzme.

Yapılışı : Un derin bir kaba konur, tuz atılır.Aldığı kadar su konur, yoğurulur.Biraz sıkı bir hamur yapılır.1 saat dinlendirilir. Bir tahta üzerinde merdane ile açılır (2 mm inceliğinde) biraz kurutulur ve şeritler halinde kesilir.(Genişliği 3 cm.) şeritler üst üste konur.Üçgen (dar üçgen) olarak kesilir.

Tencereye biraz su koyulup kaynatılır. Mantının bir kasesi suya dökülür. Kaynayınca 10 dakika bekletilir.Bir ölçü tuz atılır, kenara alınır.Tereyağı tavaya erimeye konur.Bu arada süzme, bir tasta ezilir, sulandırılır ve çorbanın içine dökülür.Sonra kızdırılmış tereyağına biraz nane atılır.Karıştırılır ve çorbanın üstüne dökülür.

 

GENDİME ÇORBASI

Malzemeler : 1,5 Su Bardağı Gendime, 1 Su Bardağı Fasülye, 1 Su Bardağı Mısır, 1 Su Bardağı mısır Yarması, 1 1 kg yoğurt, 1 Tutam dere otu, 1 Yemek kaşığı tuz

Yapılışı : Gendime, fasulye ve mısır yarması bir gün önceden suya konulur. Yoğurt hariç malzemenin hepsi katılarak üzerine çıkacak kadar su konulup pişirilir. Piştikten sonra soğumuş haline yoğurt katılarak dere otu ile süslenerek servis yapılır. Afiyet olsun.

 

YEMEKLER

 

LEMİS

Malzemeler : Un, tuz, ıspanak, pazı, patates, lor, maydanoz, yumurta, tereyağı

Yapılışı :  Derin bir kap içerisinde un su ile karıştırılarak hamur haline getirilir. Ağaç sini üzerinde hamur küçük yuvarlak parçalar halinde ayrılır. Ayrılan parçalar oklava ile yufka haline getirilir. Ayrıca ayıklanmış pazılar küçük küçük doğranarak bir kap içerisinde normal bir kıvamda haşlanır.

Haşlanan pazılar kevgirle süzüldükten sonra tavada tereyağı ve yumurta ile birlikte kavrulur. Hafifçe soğuduktan sonra açılan yufkaların yarıdan katlanmış şekilde üzerine yeteri miktarda serilir. Ve yufka üzerine katlanarak kenarları parmak uçlarıyla sıkıştırılır.

Normal ocak ateşi üzerine konan sac üzerine yeteri miktarda lemisler serilerek pişirilir. Pişirildikten sonra yemeye hazır hale gelen lemislerin üzerine yeteri miktarda tereyağı sürülerek servise sunulur.

 

FIRIN ERİŞTE

Yapılışı : Bir kap içerisine bir miktar un konulur, tuzu ve suyu koyularak karıştırılır,hamur haline getirilir.Sonra sofra üzerinde oklavayla ince bir şekle açılır ve ince dilimler halinde kıyıldıktan sonra tabağa koyularak fırında kızartılır.Fırından alındıktan sonra üzerine kaynamış şekerli su dökülür.Fazla şerbeti süzülür.Daha sonra tereyağı eritilir ve üzerine dökülür.

 

BORANİ

Malzemeler: Bir bağ ıspanak veya pazı, 1 adet yumurta, tereyağı, 2 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 kg. yoğurt ve yeterince tuz.

Yapılışı : Ispanak veya pazı temizlenip ayıklandıktan sonra tencerede az su ilave edilerek haşlanır. Haşlanan ıspanaklar süzülür. Daha sonra suyu sıkılır. Bir baş soğan ince ince kıyılır. Tavaya bir miktar tereyağı koyarak soğan kavrulur. Daha sonra karışımın içine yumurta kırılır. Önceden hazırlanan ıspanak veya pazı tavanın içine katılır , tuz ilave edilerek ateş üzerinde 15 dakika  pişirilir. Ateşte kavrulan ıspanaklar soğumaya bırakılır. Yoğurda sarımsak katılarak  yoğurt çırpılır ,soğuyan ıspanağın üzerine dökülür, servis tabağına alınarak , eriyen tereyağını da üzerine ilave ederek servis yapılır.

 

FASÜLYE BULGURLUSU  (Pağla Denlisi)

Malzemeler : 1 kg.fasulye, 3 büyük domates, 2 kuru soğan, tuz, pul biber,500 gr.küzüm eti, bir miktar sıvı yağ, pilavlık bulgur.

Yapılışı : Fasulyeler yıkanıp, ayıklanır.Küçük küçük kırılır.Bir tencerede yağ eritilir, soğan ve biberler kavrulur.Domatesler kuşbaşı doğranarak ilave edilir.Fasulyeler tuz, biber ilave ediler biraz daha kavrulur.Daha sonra su ilave edilerek, bulgur katılır.Kaynamaya bırakılır.Pişince ateşten indirilir.Sıcak sıcak servis yapılır.

 

EVELEK DOLMASI

Malzemeler  :  1 kase un, 1 çorba kaşığı tuz, 2 çorba kaşığı tereyağı (eritilmiş)yarım kg yoğurt, 1,5 kg evelik yaprağı, 500 gr. bulgur, 0.5 litre su.

Yapılışı :  Bir tencereye 250 gr su koyarak bulguru ilave edilir. Bulgur 10 dakika kadar haşlanır. Haşlandıktan sonra bir tabağa boşaltılır. Haşlanan bulgura 1 kase un bir çorba kaşığı tuz ilave edilerek yoğurulur. Daha önceden hazırlanmış olan eveliklerle sarılır. Tencereye dizilir. Üzerine su ilave edilerek sonra kaynayıncaya kadar pişirilir. Dolmamız piştikten sonra servis tabağına alınır. Üzerine bir yemek kaşığıyla yoğurt dökülür. Başka bir yemek kaşağıyla yoğurdun üzerine eritilmiş tereyağı gezdirilir. Evelikli yoğurtlu dolma servise hazırdır.

 

HAŞIL

Malzemeler  : İnce Yarma Unu 1/2, 1 kg. Süt, Şeker 1/2                                          

Yapılışı : Yarma Unu ile soğuk su tencereye konulup yavaş yavaş pişerken karıştırılır. Dibini almaması için devamlı karıştırılır. Tereyağı ve tuz koyulur. Piştikten sonra isteyen tereyağı ile isteyen ortası açılarak toz şeker katarak kaynatılan süt koyularak afiyetle servis yapılır.

 

BURMA TATLISI

Malzemeler : 1 Yumurta, 1 Çay Bardağı Süt, 2 kaşık yoğurt, 350 gr tereyağ, 1 tatlı kaşığı sirke, 1 tutam tuz, 250 gr nişasta, 500gr şeker, Yarım çay bardağı sıvı yağ, Alabildiği kadar un, 50 gr şam fıstığı, 500 gr ceviz

Yapılışı: Bütün malzemeler karıştırılıp, kulak memesi yumuşaklığında hamur yapılır. Küçük bezeler ayrılıp, mısır nişastası ve un karışımı ile yufkalar açılır. Yufkanın içerisine bolca ceviz serilip, oklavaya sarılarak burulup, tepsiye dizilir. Hamurun tamamı bu şekilde açılıp, tepsiye yerleştirilir. Bir gün bekletilip, 300 gram tereyağı ile 1 çay bardağı sıvı yağ  eritilip sıcak sıcak burmaların üzerine gezdirilip fırına verilir. Fırından çıktıktan sonra daha önce hazırlanıp soğutulmuş şerbet burmaların üzerine dökülür. Üzerine şam fıstığı dökülerek servise sunulur.

 

KANZILI BÖREK

Malzemeler  :  2 kg un, 200 gr ceviz, 1/2  süt, 100 gr yağ, 1 Çorba kaşığı tuz, 100 gr bal, 200 gr şeker

Yapılışı  : Süt ve un birbirine iyice karıştırılarak yoğurulur. Sonra yufka açılır. Bu yufkalar sacın üzerinde pişirilir. Daha sonra bu yufkalar ıslatılarak beze serilir. Yağlanmış tavaya üç kat yufka üzerine kırılmış ceviz veşeker karışımı dökülür. Bu olay tava doluncaya kadar yapılır. Bunlar çevirilerek tavada pişirilir. Sonra  üzerine bal dökülerek nuska şeklinde kesilerek servis yapılır.

 

SİRON

Malzemeler : Un, tuz, su, süzme, tereyağı, ceviz.

Yapılışı : derin bir kap içerisine bir miktar su konulur. Un, tuz ve su karışımı ile yufka yapılır. Yufkalar 3-4 cm. genişliğinde şerit halinde kesilir. Kesilen yufkalar katlanarak kurutulur. Kurutulduktan sonra düz tepsiye yan yana dizilir.

Diğer taraftan süzme, su ile ezilir, ateşte ısınıncaya kadar pişirilir (kaynamamalı). Bu karışım sironun üzerine dökülür. Daha sonra eritilen tereyağı sironun üzerine dökülür. Ayrıca bir kap içerisinde ayıklanmış ceviz içi dövülerek üzerine serpilerek servis yapılır.

 

 

Gaziantep Yemekleri

Tike Kebabı (Kuşbaşı)

Kuşbaşı Tike Kebabı

» Yapılışı

Malzeme

500 gr. kebaplık et
100 gr. kuyruk
3-4 diş sarımsak
1 çorba kaşığı domates ve biber salçası
2 çorba kaşığı zeytinyağı Kırmızıbiber, tuz, karabiber

Tarifi

Et ve kuyruk ceviz büyüklüğünde doğranır. Terbiyelemek için tüm malzemeler et ile bir kapta ovulur. Bir gece bekletilir. Daha sonra şişlere 4 et 1 kuyruk saplanarak orta harlı mangalda pişirilir. Sıcak olarak servis yapılır.



Kıyma Kebabı

» Yapılışı

Malzeme

400 gr kebaplık et
100 - 150 gr. kuyruk yağı
Arzuya göre kırmızı biber
Karabiber ve tuz.

Tarifi

Et kuyrukla birlikte zırhla kıyılır veya makinasında çekilir. İçerisine tuz, karabiber ve kırmızı biber atılır, karıştırılır ve yoğrulur. Bu karışım eşit olarak 6 - 7 parçaya ayrılır. avuç yardımı ile şişe geçirilir. Orta harlı odun kömürü ateşinde çevrilerek pişirilir. Sıcak sıcak servis yapılır.


 

Lahmacun

» Yapılışı

Malzeme

1 kg. azyağlı kıyma
1,2 kg. domates
5 bağ maydanoz
200 gr. dolmalık yeşilbiber
100 gr. sarımsak
1 yemek kaşığı biber salçası
Karabiber, tuz

Tarifi

Taze maydanozlar yaprak yaprak ayrılır temizlenir. Sarımsaklar temizlenip biberlerin çekirdekleri çıkartılır. Temizleme işi bittikten sonra bütün malzemeler zırkla doğranır veya robotta kıyma halini alıncaya kadar çekilir ve içine kıyma konarak iyice karıştırılır. Elde edilen harç pide fırınında fırıncı tarafından yapılır.



Beyran

» Yapılışı

Malzeme

1 kg. kemikli gerdan
300 gr. pirinç
100 gr. yaprak biber
100 gr. tuz
50 gr. karabiber
10 diş sarımsak
100 gr. iç yağı

Tarifi

Bir tencerede et suyla yüksek ateşte kaynara çıkıncaya kadar kaynatılır ve bu arda etin kefi alınır. Kaynara çıkan etin ateşi kısılır ve haşlanıncaya kadar kaynatılmaya devam edilir. Bir başka tencerede 300 gr. pirinç haşlanır, 15 dk. Sonra haşlanmış pirinçler 5 porsiyon olacak şekilde tabaklara konur. Pirinç üzerine 200 gr. et, et suyu, sarımsak, yaprak biber, tuz, karabiber konur ve limon sıkılır. Kaynayıncaya kadar ısıtılır ve servise sunulur.



Ekşili Ufak Köfte

» Yapılışı

Malzeme

Çorbası için;
750 gr. parça et
1.5 su bardağı nohut
1 yemek kaşığı domates Sal.
3-4 diş sarımsak-1 yemek kaş. biber salçası
2 limonun suyu-Yeterince su
Köftesi için;
500 gr. yağsız kıyma-500 gr. simit
2 adet kurusoğan-Tuz, karabiber, kırmızıbiber
Yağ, nane

Tarifi

Simit önce su ile biraz ıslatılır. Soğanlar ufak ufak doğranır. Karabiber, kırmızıbiber ve tuz eklenerek iyice yoğrulur, (15-20 dk.) içine kıyma ilave edilir, köfte iyice yumuşayıncaya kadar yoğrulur. Köfteden bilye büyüklüğünde parçalar alınarak avuç içinde yuvarlanır. Diğer taraftan bir gece önceden ıslatılmış nohut ve et, halka şeklindeki soğan ile yumuşayıncaya kadar pişirilir. Salçası ve ekşisi konur. 2-3 taşım kaynatılır. Ayrı bir tencerede kaynatılan suya tuz konur ve bu suda yuvarlanmış köfteler pişinceye kadar kaynatılır. Pişen köftelerin suyu süzülür. Servis yapılacağı zaman köfteler, et ve nohutlu karışımın içine konur, biraz ısıtılır ve üzerine kızdırılmış yağ ile nane dökülüp servis yapılır. 


Daha Fazlası İçin:

www.gaziantepmutfagi.org

www.gaziantep.net/mutfak
ESKİŞEHİR:

Mutfak

Aktif . Yayınlanma ROOT

Toğga Çorbası: Et suyu ile pirinç kaynatılır. Yumuşayınca ayrı bir kapta un, yumurta ve yoğurt suyla ezilerek çorbaya katılır. Kaynayınca tereyağ, kırmızı biber ve nane kızdırılarak dökülür. Aynı çorba göce kaynatılarak yapılırsa göce çorbası adını alır. 
Miyane Çorbası : 2 çorba kaşığı kadar tereyağında 1.5 kahve fincanı ölçüsünde un hafif kavrulur. 4 bardak tavuk suyu, bu una yavaş yavaş eklenir. Karıştırılarak kaynatılır. Tuzu konur. Limon sıkılarak içilir yada çorbanın üzerine çiğ domates rendesi konur.
Düğü Köftesi Çorbası : Düğü, tuz ve un hamur yapılır. Fındıktan biraz ufak elde yuvarlanır. Yağda kıyılmış biberler hafif kavrulur daha sonra domates rendesi ilave edilir, biraz çevirdikten sonra 1 yumurta kırılır ve karıştırılır ve üzerine kaynar su ilave edilir. Kaynayan suya hazırlanan hamurlar salınır. 10 dk. beraber pişirilir ve servise sunulur.
Tutmaç : Ayıklanıp yıkanmış olan yeşil mercimek biraz suda iyice haşlanır. Üzerine 4 bardak su veya et suyu ilave edilerek kaynatılır. Kaynamakta olan mercimeğe iki su bardağı erişte (ev makarnası) ilave edilerek pişirilir, kabarmaya bırakılır. 4 çorba kaşığı tereyağ veya margarin eritilerek yarpız içine atılıp kavrulur ve yemeğe dökülür. İki diş sarmısak katılıp üzerine yoğurt ilave edilip karıştırılarak servis yapılır.
Bamya Çorbası : Bamyalar 1 peçete arasında ovulur. (Kenar kılçıklarının çıkması için) 1 tencere üzerine çıkacak kadar su konur. Bir tutam tuz atılıp yarım saat haşlanır. İplerinden sıyrılıp hazırlanır, kuşbaşından küçük doğranmış etlerde ayrı bir kapta haşlanır soğan yağda pembeleştirilir. Sulandırılmış salça ilave edilir, 1 taşım kaynatılıp et suyu dökülür kaynamaya başlayınca limon suyu dökülür. Haşlanmış bamya ve etlerde dökülür. Tuz koyup yarım saat pişirilir. Servise hazırlanır.
Harşıl : Ispanak yıkanıp süzülür ve haşlanır, haşlanmış ıspanak püre haline getirilir, yoğurt ince kıyılmış taze soğan ve çerkez tuzu ilave edilerek karıştırılır, bu karışım ıspanakla karıştırıldıktan sonra haşlanmış iki adet yumurta ile süslenip servise sunulur. 
Kelem Dolması (lahana Dolması) : Lahanalar bir tencerede tuzlu suda erimeyecek şekilde haşlanır suyu süzülüp sıkılır. 1 cm. eninde boyuna ince şeritler halinde getirilir. Ayrı bir kapta soğan rendelenir. Kıyma, bulgur, salça, tuz, karabiber ile bir avuç su katılarak içi yoğrulup hazırlanır. İçten fındık büyüklüğünde parçalar alınıp şerit haline getirilmiş lahanalara döndürerek sarılır. Pişeceği tencerenin dibine acı biber çıtlatılıp yerleştirilir. Dolmalar dizilip kenarlarına sarmısaklar konur. 1 su bardağı su konup kısık ateşte pişirilir.
Katlama Böreği : Un, yoğurt, sıvı yağ, su ve tuz karıştırılarak yumak haline getirilip dinlendirilir. Biraz un ve nişasta ile tavlanıp, yedi pazı (yufka) açılır. Açılan her pazı yağlanır. Sonra bu pazılar rulo haline getirilir ve birer parmak arayla kesilir. Kesilen hamurlar tekrar açılır ve bol yağda kızartılır. Kabarması için de göbek kısmına kaşıkla hafifçe vurulur. Piştikten sonra üzerine bir miktar toz ya da pudra şeker ilave edilerek servis yapılır.
Çerkes Sofrası (Abısta) : Süt ve su büyükçe bir tencereye konularak tuz ilave edilip 90 derece kaynatılır, kaynar suyun içerisinde mısır unu ilave edilerek tahta kaşıkla kaynatılmak suretiyle pişirilir. Karışım sertçe bir hamur haline gelinceye kadar pişirildikten sonra sofraya alınır ve yuvarlak bir şekilde sofra üzerine yerleştirilir, ortası kaşıkla oyulduktan sonra içerisine tereyağı konulur, etrafına çerkes peyniri dizilir ve ayrı bir tabak içerisinde önceden hazırlanan çerkes tavuğu ile birlikte sıcak olarak servise sunulur.
Yufkalı Büryan (Börek) : Piliç haşlanarak, kemiklerinden ayrılarak, iri olarak parçalanır. Diğer tarafta zeytinyağında önce bademler kızartılarak bir tabağa alınır. Soğan aynı yağda sarartılır. Haşlanmış pirinç ilave edilerek 1-2 dakika karıştırılır. Tavuk suyu 3 bardak ilave edilir. Pilav gisi pişirilir. Suyunu çekince üzerine diğer iç malzeme eklenir. (et, badem, baharat). Yoğrulan hamur baklava usulü nişasta ve un ile tek tek açılarak ve araları yağlanarak 4 yufka tepsiye kenarları taşırılarak döşenir. Ortasına hazırlanan iç konur. Diğer 4 yufka buruşturularak, üstüste yağlanarak konur. Alttan taşırılan yufkalar kenarları kıvrılarak kapatılır. Üzeri yağlanır. Sıcak fırında üzeri pembeleşinceye kadar pişirilir. Sıcak olarak servis yapılır.
Arabaşı : Una su ve tuz katılarak bulamaç halinde pişirilir. Tepsiye dökülüp, dondurulur. Küçük küçük kesilir, tepsinin ortası açılır. Bir tas içinde tavuk suyuna limon ve acı biber konur. Yerken hamur, tavuk suyu ile beraber çiğnenmeden yutulur.
Mercimekli Bulgur Pilavı : Soğan ince doğranır, tereyağında pembeleştirilir. 1 yemek kaşığı salça ve domates rendesi de eklenir. Et suyu konur. 1 ölçü su, 1 ölçü bulgur göz önünde bulundurularak, su kaynayınca bulguru atılır. Tuz, karabiber konur. İnmesine yakın içine haşlanmış mercimek, bir su bardağı ölçüsünde eklenir.
Düğün Pilavı : 1 ölçü pirinç tuzlu sıcak su ile haşlanır, bekletilir. Öte yandan tavuk yada kuşbaşı et haşlanır, pişirilir. 1 avuç nohut haşlanır, hazırlanır, Pirinçler bol suyla yıkanır. Tencerede tereyağ eritilir, yağ kızınca pirinçler içine atılır, kavrulur. Sonuna doğru nohutlar, en son etler yağda kavrulur. Pirinçler parlayınca 1 ölçü pirince 2 ölçü su ölçüsünde et suyu konur. Tuz, karabiber, türlübahar konur. Hafif ateşte demlendirilir.
Haşhaşlı Gözleme : Un, su, tuz ile kulak memesi kıvamında hamur yoğrulur. Kavrulmuş, çekilmiş haşhaş sıvı yağla inceltilir. İçine biraz tuz konur. Hamurdan elma büyüklüğünde bezeler yapılır. Oklavayla, çok ince olmayan 25-30 cm çapında yufka açılır. Üzerine hazırlanan haşhaş sürülür. Bir kenarından başlayarak ve aralara da haşhaşlı karışım sürülerek 3-4 kat olarak katlanır. Aynı işlem enine olarak da yapılır. Böylece kare biçiminde, katı bir gözleme elde edilir. Bu gözleme, oklavayla, kare biçimi korunarak açılır. 20x20 cm büyüklüğüne ulaşır. Toprak saçta, meşe odunuyla, yağlayarak, orta ateşte yavaş yavaş pişirilir.
Mercimekli Mantı : Un, tuz, 1 yumurta ve suyla hamur yoğrulur. Yufka açılır. Kareler şeklinde kesilir. İçine haşlanmış mercimek, tuz, karabiber karışımı konur. Her kare ayrı ayrı mantı biçiminde kapatıldıktan sonra yağlanmış tepsiye dizilir. Ocağın üzerinde çevire çevire altı kızartılır. Sonra üzerine kaynayan su konup pişirilir. Sarmısaklı yoğurtla servis yapılır. Üzerine yağ gezdirilir.
Ağzı Açık : Yukarıda anlatılan katmer hamuru son kez iyice açıldıktan sonra kareler şeklinde 10x10 cm boyutunda kesilir. İçine haşlanmış mercimek, tuz, karabiber karışımı konur. Karenin iki kenarı, dikdörtgen olacak biçimde kapatılır. Alt ve üst kenarları açık kalır. Bunlar, yağlanmış tepsiye dizilir. Fırında pişirilir.
Çiğbörek(Çibörek-Şırbörek) : Kırım tatarlarına özgü olan yemeklerin başında gelmektedir. Un, su, tuz karıştırılarak hazırlanan hamurun içerisine, soğan, baharat ve kıyma ile hazırlanan iç konulup kızgın yağda kızartılır.
Met Helvası : İsmini, met(çubuk) ve aşık kemiği ile birlikte oynanan bir sokak oyunundan almıştır. Met Helvası, met oyunu sonucunda yenilen tarafın uzun kış gecelerinde helva çekmesiyle oluşan bir geleneğin ürünüdür. Özel karışımlı bir hamurun şekerle birlikte lifli hale dönüştürülmesi ile oluşur.
Boza: Sarı mısırın suyla kaynatılarak mayalandırılması daha sonra soğutularak süzülüp şekerle karıştırılarak birkaç gün bekletilmesiyle oluşan içecektir. 1955 yılında özel karışımlı bozalarına Kara Kedi Bozacısı adıyla patent alan firmanın merkezi köprübaşı caddesindedir. Çevre illerden bile boza almak isteyenler görülür.
Göbete : İlk önce un maya kullanılmadan yoğurt ve margarinle yoğrulur. Elde edilen hamur ikiye ayrılır. Hamurun yarısı açılarak siniye yerleştirilir. Daha önceden hazırlanan iç malzeme, kavrulmuş kıyma, karabiber ve haşlanmış pirinç hamurun üzerine sürülür. Hamurun öteki yarısı ise iç malzemenin üzerine serilir. Hamurun kenarları birleştirilir. Üzerine yumurta sarısı sürülür. Hamur baklava dilimleri haline geldikten sonra tepsi içerisinde fırında pişirilir.
Acı-gıcı: Acı- gıcı denilen (ısırganotu) otun uzun yapraklarından yapılır. Dolma içi gibi bulgur, kavurma, tuz, baharat atılıp hazırlanan iç, yaprak sarar gibi sarılıp tencereye yerleştirilerek pişirilir. 
Bıt-bıtı çorbası : Çok ince bulgur yoğurt ve tuz atılarak harlı ateşte karıştırılarak pişirilir, üzerine kızarmış yağ dökülür. 
Pasa : Pancar yapraklarından yapılır. Pancar yaprakları yıkanıp haşlandıktan sonra kıyılır, yağda kavrulup üzerine yumurta kırılır. 
Haside : Nişasta, şeker, su karıştırılarak yapılır. Katılaştıktan sonra indirilir. Üzerine tuzsuz tereyağı dökülür. 
Ekmek çeşitleri : Ekmek benzeri yapılan hamur işleri ise şunlardır. Yufka, kalınca, bazlama, gözleme, pide, yağlı ekmek, delikli, simit, haşhaşlı-cevizli ekmek… gibi. 
Halkalı şeker ve akide şekeri:  şeker sıcak hamur halinde iken duvardaki kancaya elle atılıp, yoğrularak beyazlatılması ve ardından renkli şeritlerle süslenip fitil halinde çekilmesi ile yapılır. 
Nuga helvası , cevizli yaz helvası , tahin helvası, tahin ve çövenden bir kürek yardımı ile yapılan Kürek helvası Eskişehir’in geleneksel tatlarındandır.

 ELAZIĞ:

YEMEK TARİFLERİ

HARPUT EKMEK TATLISI  ( TAŞ EKMEĞİ)

 

 

MALZEMELER : 6 adet yumurta, süt, un, tuz, yağ ve şeker.

YAPILIŞI :

  • Süt veya su, un ile karıştırılarak  hamur yapılır.

  • Bu hamurun içerisine yumurtalar kırılıp iyice çırpılır.

  • - Sacın üzerine sıvık hamur bir tasla dökülerek pişirilir.

  • - Pişen ekmeğin üzerine yağ ve şeker sürülerek servis yapılır.

HARPUT KÖFTE

 

MALZEMELER :

1 kg yağsız kıyma 1 orta boy ince kıyılmış kuru soğan, et  ölçüsünde ince  bulgur, bir avuç yarma, 1 yumurta, salça, tuz, baharat, isteğe bağlı maydonoz ve reyhan.

YAPILIŞI            :

  •    - Bütün malzemeler büyük bir leğene konulur.

-Et, soğan ve salça çiğköfte gibi yoğrulur.Daha sonra yavaş yavaş bulgur  

 yoğrularak ete  dahil  edilir.Yoğrulurken bulgurun yumuşaması için ara sıra su serpilir.

            -  Bulgur ve et dağılıncaya kadar yoğrulur

- Fındıktan biraz büyük parçalar bölünür

-Başparmakla işaret parmağı arasında sıkıştırılarak tek tek tencereye dökülür.

-   Ayrıca bir tencerede kaynayan yağlı ve salçalı suya katılarak pişirilir.

İÇLİ KÖFTE

            

MALZEMELER :

1 kg yağsız kıyma, 500 gr yağlı kıyma, (içinde kullanılır), 1 kg bulgur (ince), 4 baş soğan, 100 gr ceviz ve 1 paket margarin (125 gr) veya sıvı yağ, 1 demet maydanoz, karabiber, 1 kaşık salça, 1 yumurta.

YAPILIŞI           :

    İÇİ

        - Soğan küçük küçük doğranır,kıyma margarinle beraber orta dereceli ateşte kızartılır.

        - Bir kaşık salça ilave edilerek karıştırılır.Maydanoz, karabiber ve ceviz içi dökülerek tekrar karıştırılıp ateşten alınır ve donmaya bırakılır. .

  DIŞI

        - Yağsız kıymaya tuz atılarak biraz yoğrulur.Hafif sulandırılan kıymaya bulgurun tamamı ilaveedilip yumurta kırılarak iyice yoğrulur.

-      Ceviz kadar parçalar alınarak daha önce hazırlanan iç harçtan parmak yardımıyla açılan köftelerin içine birer kaşık konularak kapatılır.

 

-      Köfte yapımı bitince genişçe bir tavaya margarin veya sıvı yağ konup eritilir, bir kaşık salça konularak karıştırılır, buna bir litre su konup kaynatılır.

 

-      Kaynayan salçalı suya köfteler tek sıra dizerek on dakika pişirilir.

 

-      Sıcak olarak servis yapılır.

 

 GÖMME

 

MALZEMELER :

1500 gr  un (kepekli un), 750 gr  kıyma veya kavurma, 200 gr  ceviz, 100 gr  tereyağı,bir miktar pul biber ve tuz.

YAPILIŞI            :

  • Kepekli una bir miktar su ilave edilerek kulak memesi yumuşaklığında hamur yapılır.

  • Ayrı bir kapta kıyma veya kavurma bir miktar kavrulur.

  • Soğan küçük küçük doğranarak yine ayrı bir kapta kavrulup su ilave edilerek hafifçe pişirilir.

  • - (Pembeleşmeyecek şekilde) soğan,kavrulan kıymaya veya kavurmaya eklenerek isteğe bağlı olarak pul biber katılır.

  • Ceviz havanda dövülür.

  • Fırın tepsisinin altı yağlanır.Daha önce hazırlanan hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar alınarak serilir

  • Üzerine hazırlanan kıyma veya kavurma soğanlı harçtan yapılır.Harçın üzerine bir yufka daha serilip bu yufkanın üzerine ise dövülmüş ceviz serilir.

  • Böylece bir harçlı, bir ceviz olmak üzere 25-30 adet olacak şekilde hazırlanır.

  • En üste gelecek yufka biraz kalınca açılıp yayıldıktan sonra üzeri hafifçe yağlanıp bıçakla ortadan ikiye bölünerek fırına atılır , altı ve üstü kızarınca fırından çıkarılıp en üsteki kalın yufka kaldırılır.

  •  Çatalla kazınarak tabağa konulmadan tepsi içerisinde servis yapılır.

AFYONKARAHİSAR MARKALARI 

Sucuk

Afyon'dan geçip de sucuk almamak olmaz.

 

Sucuk, ülkemizde sevilerek tüketilen ve üretimi çok eskilere dayanan geleneksel bir et ürünüdür. Sucuk üretiminde ülkemizde, sığır, koyun ve manda etleri veya bu etlerin belirli orandaki karışımları kullanılagelmektedir. Sucuk ve benzeri et ürünlerinin üretiminde kullanılacak etler öncelikle toz, şeker ve nitrit gibi kürleme maddeleri, çeşitli baharat ve sarımsak ile kıyılır. Dah sonra kılıflara doldurulan bu karışımın fermantasyon ve kuruma aşamaları geçirmesiyle sucuk elde edilir.

Ülkemizde sucuk denilince akla “Afyonkarahisar Sucuğu” gelmektedir. Sucukçuluk, Afyonkarahisar’da uzun yıllardan beri yapılmaktadır. Sucuk imalinde kaliteli et kullanıldığından çok tercih edilen lezzetli sucuklar Afyonkarahisar’da üretilmektedir.

Değişik Afyonkarahisar Patentli sucuk markalari kaliteleri ile kendilerini ispatlamışlardır...

Sucuk yapımı:

Malzemeler:

 

2 Kg Sığır Eti
3 Metre Bağırsak
1 Çorba Kaşığı Sucuk Baharatı
10 Diş Sarmısak
1 Çorba Kaşığı Kimyon
2 Çay Kaşığı Yenibahar
1 Çorba Kaşığı Karabiber
1Çay Bardağı Tuz

 

Yenilmesi acil ve elzem olan bi nimettir.

 

Yapılışı:

Sarmısakları ezin ve baharatlarla tuzu titizlikle tartın. Etin hoşunuza gitmeyen kısımlarını temizleyin ve eti küçük parçalara doğrayın. Etteki yağ oranı yüzde 15 olmalıdır. Sarmısak, tuz ve baharatları ekledikten sonra eti, kıyma makinasından iki defa geçirin. Bu karışımı iyice yoğurup 12 saat kadar buzdolabında dinlendirin. Tadından emin olmak için bir parça pişirip deneyebilirsiniz. Gerekirse sucuğun tadında değişiklik yapabilirsiniz.

Bağırsakları 10-15 dakika bol su içinde yumuşatın. Et makinesine sucuk hunisi monte edin ve bağırsakları huninin dışına sıvazlaya sıvazlaya geçirin ve ucunu bir iple sıkıca bağlayın. Sucuk içini tekrar yoğurduktan sonra makineye verin, bağırsak bir sucuk büyüklüğüne geldiğinde makineyi durdurup tekrar sıkıca bir düğüm daha atın. Aynı işlemi diğer sucuklara da yaparak devam edin. Daha sonra sucukları bez arasında bir tepsiye yerleştirin ve serin bir yerde 12 saat dinlendirdikten sonra terini silin. Gölge ve serin bir yerde, birbirine değmeyecek şekilde asarak kurutun. Sucuk yapımı sırasında sucuk baharatı bulamazsanız karabiberin ve kimyonun miktarını bir kat artırabilirsiniz.

 

HAŞHAŞ

Haşhaş bitkisinin üretiminin çok eski zamanlardan beri yapıldığı bilinmektedir.Milattan 5 bin yıl önce, Sümer'lerin lisanından Haşhaş'ın mevcudiyetine dair deliller mevcuttur. Asuri kabartmalarında da haşhaş resimleri görülmektedir. Bazı iddialara göre haşhaşın ana vatanı Orta Asya yani Türkistan dır. Ancak Anadolu'da ve özellikle Afyon dolaylarında bulunan, Etiler döneminden kaldığı iddia edilen taş kabartma ve hatta paralarında haşhaş resimleri bulunmaktadır. Bu eserler Afyon müzesinde mevcuttur. Şehrimizin ismi de bu bitkiden gelmektedir. Haşhaş bitkisinin nasıl yetiştirildiğini ilk defa tarif eden The Ophrastus'tur. (M.Ö 287-372 ). Afyonun ne şekilde kullanıldığını ise aynı asırlarda yaşayan Diogoras izah etmiştir.Tababette kullanıldığını M.Ö 123-63 senelerinde yaşamış Pontus Hükümdarı Büyük Midridat'ın Afyon'dan yaptığı ilaçta bilinmektedir. Bu ilaç 130 yıl sonra Pontus Hükümdarı Neros'un hekimi Andramak tarafından geliştirilerek adına 'Tiryak' denilmiştir. Çok kıymetli olan bu ilacın hükümdar ve imtiyazlı kişilerce kullanıldığı bilinmektedir.Afyon, Çin'de ise 8. asırdan sonra üretilmiş ve tütün içmek yasak olduğundan Afyon kullanılmıştır. Bu alışkanlığın Çin'e intikalinin ise Formaza'dan olduğu iddia edilmektedir.Gelicikgillerden otsu bir bitkidir.Birçok çeşidi olup gövdesi toparlak şeklindedir.Tohumları barındıran etli çeperi çizilince , süt gibi bir sıvı sızar, havaya değince yavaş yavaş katılaşarak esmer bir renk alır. Buna Afyon Sakızı denir. Türkiye'de haşhaşın ekimi ve alımı devlet kontrolü ve izni altındadır.Yıllık 12.000 ton kadar haşhaş ekimi yapılır. Bunun büyük bir bölümü ise ilimiz sınırları içindedir.

 

KAYMAK

Eskimeyen lezzetlerimizdendir kaymak. Manda sütünden yapılanı makbüldür. Ekmek kadayıfının üstünde yemeyi denerseniz değmeyin keyfinize....

LOKUM

Şu Afyon'da da ne ararsan var dediğinizi duyar gibiyiz. Evet, bunlardan bir tanesi de Lokum. Yıllardır ustalıkla ürettiğimiz lokumu duymayan kalmadı sanırız. Birbirinden güzel şekerleme çeşitlerini tatmaya bekliyoruz

EKMEK KADAYIFI

Lezzetli yiyeceklerimizden (Tatlı) biride Ekmek Kadayıfı'dır. Üstünde kaymağı olanı daha makbuldür, Afyon'da.

Yapılışı:

Malzemeler : 
  1 adet küçük boy ekmek kadayıfı
  7 bardak su

  Şurubu :
  4 1/2 bardak toz şeker
  4 1/2 bardak su 
  2 1/2 tatlı kaşığı limon suyu

 Üstüne :
  2 lüle kaymak

Hazırlanışı :
Kadayıftan en aşağı dört beş parmak büyüklüğünde, kenarlı ve yuvarlak bir tepsiye küçük boydan, yalnız bir adet ekmek kadayıfını, kırmızı taraf alta getirilmiş olarak koyduktan sonra üstüne 7 bardak su katın ve kadayıfın yumuşaması ve büyümesi için 15-20 dakika bir tarafa bırakın.

Sonra suyunu çekerek iyice yumuşamış ve büyümüş olan ekmek kadayıfının üstüne bir peçete ile kuvvetlice bastırarak kadayıftaki fazla suyu peçeteye çektirin, bu işlemi tekrarlayarak bütün suyunu alın.

Diğer taraftan da şurubun hazırlanması için, bir tencereye toz şeker, su ile limon suyunu koyun ve karıştırarak da şekerin su içinde erimesini sağladıktan sonra şurup koyuca bir ııvama gelinceye kadar aşağı yukarı 25 dakika kendi halinde kaynamaya bırakın. Şurup koyulaşınca bunu, kadayıfların üstüne dökün, sonra da şurup katılmış kadayıf tepsisini orta ısıdaki ateşte, kadayıf hafifçe ağdalanıp üstünde şuruptan kabarcıklar oluşana dek 30-40 dakika kadar pişirin, sonra da tepsiyi ateşten alıp ılımaya bırakın.

Kadayııf ılındıktan sonra üstüne tepsi büyüklüğünde bir kapak kapatın ve tepsiyi alt üst etmek üzere kadayıfı tabağa alın ve iyice soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra da ortasına 2 lüle kaymak koyarak servis yapın.

KİRAZ


Dünyaynın çoğu ülkesinden talep gören ve devamlı ithal edilen meyvemiz kiraz... Sultandağı ilçesinde yetişir.

İlçenin sulanabilir arazileri üzerinde ise meyvecilik önde gelmektedir. Kiraz, vişne, elma üretimi ilçe ekonomisinin temelini oluşturmaktadır. Kiraz üretiminin %80'i ihracata gitmekte olup, elma ve vişne daha ziyade iç piyasaya sürülmekte, kalan kısmı da ilçede bulunan Morello ve Konkav Kovala meyve suyu ve konservecilik fabrikalarında değerlendirilmektedir. Napolyon kirazı, Fransa, Hollanda, İngiltere, Almanya ve Belçika'ya ihraç edilmektedir.

Kirazın bilimsel adı Cerasus avium (L.) olup buna Türkçe’de “Kuş Kirazı” denilmektedir.Kiraz, vişne, idris, elmanın, kaysının, eriğin, armudun, gül ve alıcın da dahil olduğu Rosaceae (Gülgiller) familyasına bağlı, çok yıllık ve ağaç formunda bir bitkidir. Vişne ve İdris’in dışında ki tüm kiraz çeşitleriCerasus avium ‘un bir ırkıdır. Kirazın anavatanı Kuzey Anadolu ve Güney Kafkasya olarak bilinmekte olup ismini Latince olan Cherasus (Okunuşu Serasus) yani GİRESUN ilimizden almaktadır. Kirazın dünyaya bu Giresun ve çevresinden M.Ö. 64 yılında Romalı komutan Lucullus tarafından götürüldüğü ve oradan da tüm dünyaya dağıldığı bilinmektedir.

Kirazın Faydalı Organları

Kirazın sadece meyvesi değil, kökleri, kerestesi, kabuğu, zamkı, yaprakları, çiçekleri, çekirdeği ve meyve sapları da insanlar tarafından kullanılmaktadır. Kiraz esas olarak meyvelerinin taze ve kurutulmuş olarak tüketilmeleri ile ayrıca, reçel, yemek, konserve ve dondurulmuş gıda olarak soframızda yerini almaktadır. Diğer taraftan dünyanın en kaliteli mobilyası kiraz kerestesinden, en kaliteli piposu kiraz kökünden yapıldığı bilinmektedir. Kiraz gövdesinden çıkan zamkların şapka yapımında, tıbbi ve kırtasiye amaçlı kullanılmaktadır. Kiraz ağacının kabuğu, yaprakları, çiçekleri, meyveleri, meyve sapı ve çekirdekleri ise doğal tıbbi amaçlı insan ve hayvan tedavisinde kullanıldığı ve bu konuda bir çok reçetenin olduğu bilinmektedir.

Kiraz Meyvesinin Faydaları

İdrar söktürücü özelliği ile böbreklerin dostu olan kiraz, vücutta biriken zahirli maddelerin karaciğer ve böbrek yoluyla dışarı atılmasını sağlıyor. Bu sayede yaş olarak tüketilen kiraz meyvesi ürik asit ve ürat tuzlarının vücuttan atılmasını sağladığı için romatizma ve gut hastalıklarıyla eklem kireçlenmesi ve damar sertliğinin tedavisinde de kullanılıyor. Kiraz meyvesinde bulunan kinik asit ile böbreklerin taş ve kum yapmasını önlediği ve varsa zamanla döktüğü, ayrıca safra kesesi taşınını dökülmesine de yardımcı olduğu bilinmektedir. İdrar söktürücü özelliği dolayısı ile vücuttaki fazla suyun atılmasına yardımcı olduğu ve bu şekilde zayıflamaya da yardımcı olduğu bilinmektedir.

Kirazın bir diğer önemli özelliği peklik (Kabızlık) giderici olmasıdır. Bu konuda halk arasında söylene bir söz oldukça dikkat çekicidir. Kiraz dermiş ki; “Arkamdan dut gelmese, ben yapacağımı bilirim”. Yani dutun meyvesi de kirazın tam tersi ishali önlemekte ya da peklik yapmaktadır. Özellikle bayat yenilen yemeklerin, pastırma, sucuk gibi gıdaların zararlarını önleyen kiraz, aynı zamanda kandaki zararlı maddelerin vücuttan atılmasını ve kanın temizlenmesini, yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini de sağlamaktadır. Kiraz suyunun yüz ve boyun kısımlarına sürülmesinin derideki bir takım kırışıklıkları önlediği ve giderdiği de belirtiliyor. Karaciğerin dostu olan kiraz meyvesi; hastalıklar sonucunda fazla ilaç tüketimi, nikotinin vücuttan atılması ve zehirlenmeler sonucu zorlanan karaciğerin yükünü hafifleterek iyileşmesine yardım ediyor. Yani karaciğer enzimlerinin normal seviyesine inmesinde önemli yardımları oluyor. Karaciğer zamanla normale dönüyor ve safra salgısı artıyor. Böylece sindirim gücünü arttırıyor. Kirazda bulunan levüloz adlı şeker kolay sindirilebildiği için, şeker hastaları hiçbir tehlike oluşmadan kiraz yiyebiliyor. Ayrıca içerdiği madensel tuzlar ve vitaminler nedeniyle hastalıklara karşı dayanıklılığı arttırıyor. Yapısındaki bol fosforuyla sinirleri kuvvetlendirerek sakinlik sağlıyor. A vitamininin önemli bir kaynağı olan karoteni içeren kiraz, aynı zamanda gözlerin de dostudur.


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol